Sana çok şiirler yazdım. Çok şiirin içinde öldürüp, yeniden yaşattım. Bir ayrıldım bir barıştım. Bir bütünün içine sığmaz olduk. Bir şiirin içinden taşıp giderken hep eksiktik, eksiltilmiştik. Bizim tam olmamız demek, tüm kuralların altüst olmasına eşdeğer tutulur olmuştu. Şimdi iki yarım, bir tama dönüşememe sancılarıyla savrulup gitmekteyiz. Yönünü bilmez, önümüzü göremez oluşlarımızla... Şimdi anlıyorum ki; ne şiirler yaşatabilmiş seni, ne de ben öldürebilmişim seni. Sen kendi dünyanın içinde kendi çıkmazlığına, ben senin ulaşılmazlığının esaretinde yaşayıp durmuşuz. Her şeyden habersizce...
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta