Dil suskun, bam teli yüreğimin durmaksızın tıngırdayan
Acı demlenen, sevda ruhumda giriftar
Sevda, hayır aslında acı bunun acı adı
Sevda neydi sahiden acıyla hem dem olan?
Sevmek mi gizliden yoksa sevilmek mi alenen
Çıkılmaz işin içinden
Beni neden bıraktın
Böyle başıboş işsiz güçsüz
Beni neden sensiz bıraktın.!
Oysa ellerim yabancıydı başka ellere
Tenim sadece senin olmalıydı
Kalbimin sadece sana attığı gibi
Gönlümün yükünü pay ediyorum
Kalemime kagidima ve firçama
Bir kağıdın sathına sığmayacak sevdamı
Gömüyorum her mürekkep damlasına
Sendin rüzgar
Ey benim bahtiyarım
Umut, yarın
Kahır, her dem
İçim koyu kahverengi, kokusuysa toprağa çaldı
Bahar kuşlarım uçtu, aldı gitti baharı
Içimde üşüdü, düşlerim ayaz, kurak vadi
Bilemezdim acı vereceğini
Her sözünde zehirleyeceğini
Kalbimi değersiz bir bardak gibi
Paramparça edip gideceğini
Gidip gelmeyeceğini
Bİlemezdim birgün sensizliği
Bakışlarım dilsiz
Umutlarım mecalsiz
Kadim ahların mahzeniyim bazen,
Yağmurda çırpınan toprağı sarmak için,
Bekleyen koku gibi kimi anlar gözlerin
Duvarlar yetmez, kilometreler hiç.. mesafe sayılmaya bilesin
Çerçeveden geçip sana varsam
Suyunda denizler bulduğum
Bir kahve koyayım sana hatırı baki kalsın
Minnet etme ol sadece
Cami mihrabını süsleyen mavi hareli kırmızı renk
Çinilerdeki çiçeklerden sedaya dalacağım
Gömerek geceyi içime
Hapsedip hüznü yüreğime
Ruhumu serperek yıldızları eksik gökyüzüne
Bu şehirden gidiyorum
Yokum, uzanıp tutamam göremem artık
Hiç yazılmamış bir hikayede,
Uzun paragraflardan sonra,
Son nokta olmak geldi elimden.
Her şeyin bitişini gösteriyordum,
Yalın bir halde ve o kadarda zorlanarak.
Gece denen karanlık
Düğümlenen ruhumun ahengidir
Uykuya, hırsıza, yolsuza, istanbula
Keşmekeşe kucak açmış öyle bi karmaşa
Şimdi istiyorum ki
Dünya elimde bir yumak yün olsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!