Kaç limana daha sığınmalı yürek
Kaç rolü daha çalışmalı
Oysa kendimize bile inandıramadığımızı
Kimlere anlatmalı
Ya öğrenmeli hayalinle yaşamayı
Ya uçsuz bucaksiz denizlerde kaybolmalı
Küçük bir hikayenin
Başrolü gibiydi karakterin
Sıra sıra dizilmiş sevgilerin
Sabırsız telaşlarıyla gelirdin
Neler anımsatırdı kelimelerin
Kaç kişilikti oysa rollerin
Sen hayallerimin sebebi
Dualarimda gizlediğim
Sen gecelerimin sesi
Rüyalarda yolunu gozlediğim
Sen kaybettigim umutlarıma
Bir ışık bekledigim
Zamansızdı belki de bu gitmeler
Kimbilir kaç kez daha beni alıp götürecekler
Gecenin karanlığını yararken
Yoldaki çizgiler arkada kalır birer birer
Pencere kenarında başını cama yaslayıp
Anılar sıraya girmek için yarış ederler
Gece saatin ikisi
Bir kuş sesiydi büyüleyen beni
Öyle ahenkliydi ki
Kışa inat baharı mücdeler gibi.
Gece saatin ikisi
Kaç sevdadan kaçtın böyle gönül
Kaç sevdayı boynu bükük bıraktın
Sen kendini ne sanırsın
Güzelliğine mi kandın
Şimdi savrulan anılarınla
Yanlızlığınla başbaşasın
Ey kış çalmasan yine kapımı
Kim olduğumu hatırlatmasan olmaz mı?
Niye estiriyorsun umutsuzluk rügarlarını?
Bense unutmaya çalışırken kim olduğumu
Çare yok geldim gene diyorsun
Oysa zamansız açan çiçeklerimle
Artık acıtmıyorsun içimi
Tüm damarlarımı tıkadığın kalbimi
Söküp attım ben içimden
Kurtlar sofrasındayım şimdi
Alabildiğine kızıl, sahte ve kirli
Tutsak hayatların iki özgür yüreğiydik biz
Birbirinden çok uzak, cok farklı
Ama öylesine yakındı ki kelimelerimiz
Sen tutsak sehrin çocuğu
Bense senin gozlerindeki yaştim
Senin her canin acidiginda
Yağmur iniyor bütün şehre
Köşe bucak her kareye
Pencerelerinden süzülüyor kaç karakterin
Ve ne roller oynanıyor ardında pencerelerin
Yağmur iniyor bütün şehre
Sokaklara çatılara evlere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!