Kaybolduğum düşlerde çıktın karşıma
Tam düşecekken girdin koluma
Sonra bir tebessüm etti gözlerin
İşte o anda yüreğimi fethettin
Sessiz çığlığıma bir ses ve
Almak istediğim son nefestin.
Bir ateş düştü içimize
Bir ateş düştü hepimize
Bir ateş bizi bizden aldı
Bir ateş canı candan aldı
Canı yanmayan kim kaldı
Can ki diyarlara sığmazdı
Daha kaç gece sabahlamalıydı gözlerim
Kim bilir kaç kez daha kalem tutacak ellerim
Yaşadıklarıma değil, yaşayamadıklarıma esir yüreğim
Her yeri çınlatırken ezanın ilahi sesi
Oysa ben neler düşünmeliydim
Hangi günahın bedelini ödeyebilecektim
Her renk var benim hayatim da
Bazen zifiri siyah
Bazen her ton grili
Ya parlak bir sarıyım
Ya canlı bir yeşil
Veya dalga dalga mavili
Bir seher vaktiydi gidişin
Ayrılık rüzgarı vuruyordu yüzüme
Hasretine tutsaktım ben
Ve her gidişin benden de bir şeyler götürüyordu
Ümitler, hayaller tükeniyordu
Saçıma bir ak daha düşürüyordu
Düşler ormanında bir kadın
Peşinden gidiyordu bir Ad'ın
Ormanın derinliklerinde yürüyor
Hava puslu, göz gözü görmüyor
Rüzgardan çarpan dalların sesi geliyor
Heybetli ağaçların
Kaç özür dilemeli yüreğim,
Kaç af buyurmalı,
Kimlerden dilenmeli untulmamayı,
Bilemezken sevmeyi sevilmeyi.
Ömür belki son deminde
Kaç hayr-ı sevap yapmalı.
Gecenin karanlığı sarsa da tüm benliğimi
Ben açmışım gönlümün pencerelerini
Sokaktan gelen bir köpek sesi
Bozuyordu tüm sessizliği
Bir de parlayan sokak lambaları
Kamaştırmak istiyordu gözlerimi
Dar vakitlere hasret gönlüm
Sanki dört duvarlara mühürlüyüm
Seni kendimdem uzaklaştırdığımdan beri,
Açık bir pencere diler dizelerim
Yeterki silmeli o yara izlerini
Bir daha hiç görünmez değil mi?
''Yağmur damlaları iniyor usul usul geceye
İçimdeki korları söndürmek istediler
Onlar bile artık saf temiz değildiler
Çünkü tozlu bir hikayeden çıkıp geldiler,,
Küçük bir kız çocuğunun elindeki bebek gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!