Bekleme salonlarında fitilden insanlar gördüm
Yüklü bakışında sendeleyen
İs tutan sözlerde imtihan dokuyan
Düşmenin faturasını gönlüne kesmiş
Lapa lapa yağan anneler gördüm
Gözleri konuşurken koluna
koleksiyon yapar bu dünya
ölü fiyatına satın alır gülüşleri
köstekli saatle zincire vurmak ister
sinesinde sarıp soldurmak ister
yoksul bir sokağın antikacısı bu dünya
ararken nadide bir eseri
gözü yollarda ihtiyar kapım
söyle gözlerin neden gıcırdar
dilini yutmak için aradığın anahtar
kar mı yağdırdı eşiğine
kollarını aralık bırakan aylar
sessizlik solmuş gömleğimde uyandım bugün
elim, sensizlik rüyasında sonbahar
ve üşümüş adımlarım, yağmamış yeryüzüne
kiremitlerle konuşmayınca su taneleri
oluklardan akacak kırklara karışmamışım
çiçeklere hüzün, ağaçlara keder, mavilere gri
ölüyorum ve öldüm arasında
ince ip geriyor bulutlar
düşüyorum her şiirimde biraz daha
çünkü ben kuşlardan öğrendim adım atmayı
yollar biraz dargındır ayaklarıma
kuşça bilmiyorum diye
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
İmtihandan korkan o yüce dağdı
Emanet alan sessizliğe daldı
Bildiğimden sana sığınırım Allah'ım.
İmtihan hep kendi elimden gelir
Ne yazar kalem haber alan var mı o günden?
Bilmem ki ne kaldı terazime giden dünden!
Hesap eder dururum boşa geçmiş onca an,
Sermayem bitmiş göz kapatıp açtığım zaman.
göğün yüzünde üzülen bulutlar,
bana kuyulardan anlatın hasreti.
kan bilmeyen kurtlar, dar kuyu içinde yıldızlar;
içimde gezen karanlıklar söylesin derinliği.
ben ki kurak kuyu olmak istemedim,
yine de yerin yüzünde hasret çekmekteyim.
âh şu fakir görüntülerin gösterişliliği
âh dünyanın ters bağladığı bağcıklar
hangi bağdan topladınız müdana üzümünü
hayatın yüzünde açıyor kasatura
kesmiyor hiçbir zenginliğin dişi bir simit
bilezikler görmüyor yollarda önünü
Bulutlar Leylâ
Dokunsan hissedebilir misin varlığını
Kurumuş dere yatağında çakıyla yaralı
Suya hasret ve yanmaya hazır söğüt ağacı
Gölgesi olan her insan hürmetli mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!