1984 Şubat ayında dünyaya geldi. İlk ve orta okulu Ahmet Çuhadaroğlu İ.Ö.O.lunda tamamladıktan sonra lise öğrenimine Profilo Anadolu Teknik Lisesi elektrik bölümünde devam etti. Ertesinde Yıldız Teknik Üniversitesi M.Y.O.nda endüstriyel elektronik bölümünde ön lisans okuyarak öğrenim hayatını tamamladı. Bu süre zarfında; hızlı okuma, diksiyon, internet teknolojileri kursları bitirerek 2008 yılında bahriye askeri olarak askerlik vazifesine başladı.
Bir çok Edebiyat, İlim ve Kültür Dergisi ile Edebi içerikli internet sitelerinde yazıları ve ş ...
I
Seni sevebilmemin kuytusuna sığınmışken son kez olsun...
Merhaba...
Kısa lafın uzunundan geçen bir ömür alırım yanıma,
Bir bakakalırım, bir takılırım mazinin hasılası dökülürken.
Bu şehirden bir rüzgar yol alır önce…
Toz kaldırır ve gider…
Toz dokunur senden ırak mısralara
Bir kağıda dökerim o şehri,
Ellerinde rüzgar gülü olan iki çocuk çizerim evimizin kapısına..
Biri Dalya gibi açılır sabah güneşinde, biri Tufan gibi bakar,
Bu sıkkınlık... suna boyumlu dağların hazinesidir.
Ve mirası ban kalmıştır.
Ağlamamışlığı benim kadar bilemez kimse.
Kör olmuşluğu... ziyan olmuşluğu...
Dostum, sevdiğim yarim.
Kendimi çok sessiz hissediyorum ve böylece ağlama hakkımı saklı tutuyorum. Bir bilene sorduğun vakit, kendini sessiz hissetmenin pek hayra alamet olmadığını söyler.
Dosyalar arasında kalmış manşet haberleri, biraz süsleyip yeniden yedirmeli, yada başka bir tabirle susmak saatlerce konuşup konuştukların arasında bir dirhem anlaşılır bir şey bulunanamaması olabilir mi? Belki de bulduklarım, bulacaklarımın garantisidir deyip, inzivai şekilde gözden, gönülden uzaklaşmak beklentisi mi?
Mateminde davullar, zurnalar çalmalı şu vakit gülüşlerimizin. Geçmişimizin bahtiyarlığı, pişmanlıklarımıza yenik düşerken... Vakit, o vakit olur ki; hayıflanmak revadır sözcüklere. Coşkunluğumuz kadar, suskunluğumuzda destansılaştırılmalı.
Senlilik ve sensizlik…. Sessizlik… susuzluk
Ve bilmezsin ki gülüşlerim sessizliğe düşerdi…
Bilmezsin ki.. benim sensiz kalmışlığımda ağladığımı.
Çokça yağmurlarla kavga etmişliğimden haberin yoktu.
Beni tanıyana kadar…. Aşk yoktu
Ola ki bir an, ansızın, anılmadığım bir vakitti
Bu zamana ağlamak ve kanarcasına hasret.
Tutamadığım hayallerin kıyısında,
Gözlerin gibi büyük bir ummana dalarken
Yitirdim ayık hüsranları.
Ardımdan kalan; susuşun kadar kahreden,
Gülümseyişin kadar gözü yaşlı
Sonra kar mı yağdı bilmem.
Lakin yaz vakti soğuk kesti bedenimi ansızın,
Üşüdüm ve sarılacak bir şeyler aradım.
Ayaz, yorgan misali çöktü üzerime.
Güneş tutuldu, gecenin karanlığına hürmeten...
Bana bir isim bul,
Ortalık yerde konuşulmasın.
Kimsenin bilemeyeceği, hafızalardan hemen silinen.
Kök halinde herhangi bir ek almamış vaziyette olsun.
Yalnız, ben unutmak istemiyorum seni...
İsmini yazıyorum ismimle birlikte
Ve ismini süslüyorum çiçeklerle güllerle
Bir resmin bile yok elimde,
Yok işte gözlerim gözlerinde,
Ne de sözlerim sözlerinde.
2 yıl geçmiş aradan,
Yalan! ... olan olmuş gibi sırıtıyor karşıma geçmiş.
Resmini yüreğimden indirirken şarkılar ağlamaya başladı
Sensiz ilk ağlayıştı, acemilikti...
Gülücüklerime mal olacak bir serzeniş...
Ki adı isyan, bozgun...
Peki ya bozgun neydi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!