Avcı av peşinde
Avsa avcıyı takmış
Oltasının ucuna
Öyle bir oyun ki bu
Şeytansa bunların haline gülen
sevgimiz kelebeğin ömrü kadar olamadı
emeklerimiz bir anda polen gibi
oradan oraya savruldu
herşey bomboş
ilk yenilgim ilk ölüşüm değildi
ellerin ellerimi sımsıkı tutsun
içimizde ki büyüyen karanlıktan
korkmadan beraber çıkalım
Bende bıraktıkların
sevginin yok olduğu
sevginin horlandığını aşağılandığını
görmek miydi yüreğinde
o yüzden mi
Ruh yalnızlığımın asil bekçisi
Duyuyor musun?
Hiçbir tatlı söze
Sahte gülüşe saplanmadım
El ele uçsuz bucaksız sahilde
sen
sen değildin
sanki şaka gibiydin
soğuk bir beton gibi
suspus karşımda oturmuş
sümbül morluğunda bir bakış
Kapattım perdeleri
Düşlerimin üstüne
Ve dilimin ucunda küfürler dirilerek
Sırları avuçlayarak tutam tutam
Kestane rengi saçlarımı keserken
Sesli sessiz çığlıklarımla
sen her gece karşıma oturmuşun gibi
nede güzel resminle sohbet ediyorum
gözlerime bakarak başlıyorsun
o tatlı işveli sesinle türküler şiirler okumaya
içimde ki tarifsiz heyecanla kendimden geçerek
kara gözlerime hapsettim seni
kalbimde taht saltanat kurdum sana
sevda lugatında sözleri sundum sana
bırakıp gideceksen eğer sen bilirsin
esen yelden tenini kıskandım
Yüreğimi dağa taşa çarpa çarpa
Düşlerimi hayallerimi umutlarımı
Bir kenara bırakıp gelmiştim
Tükenmiş yorgun bitkin haldeydim
Hiçbir beklentim olmadan gelmiştim yüreğine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!