Hasretin rengi maviymiş meğerse...
Mesela ne zaman ilişse gözüm gökyüzüne...
Yada ne zaman kıyısına varsam,
Baksam şu uçsuz bucaksız denize;
Dalıp giderim öylece...
İki damla yaş süzülür yanaklarımdan sessizce.
Rengini senden alırken deniz ve gökyüzü; İzmir'de Kordon olmak vardı, Kordon'da rüzgar, rüzgarda yaprak mesela... Martılar adını zikrederken aşıklara; İzmir olmak vardı şimdi ayaklarının altında, toprak kokmak yağmurundan sonra mesela... İzmiri yaşayamamak; hüzzam bir beste olmakmış dudaklarda, Kordon'da, bir mızıkada... "S.M" - 28.10.2013
Kolay olsaydı şayet her şey, adı aşk olur muydu sence? Düşünsene; Kerem’in Aslı’ya, Ferhat’ın Şirin’e, Mecnun’un da Leyla’ya kolay olduğunu… Zoru sevmek değil miydi aşk, şikayet etmemek, göze almak ve yorulmamak? Kapat gözlerini ve yaşamayı dene… Özlem yok, beklemek yok, hayal kurmak yok… Adına aşk diyebilir miydin yine de? "S.M"-14.09.2013
Özlemin acımadan dağlarken yüreğimi; bir düğüm ki boğazımda, susturur sözlerimi...
Ey sevgili biliyorsun değil mi? Susmak; sana aşığım demenin, en gerçekçi biçimi....
Haykırırken gözlerim sessizce sevgisini, bir yangın ki yüreğimde kül eder bedenimi...
Şimdi meczup misali susarken kederimi, anlıyorsun değil mi? ne denli sevdiğimi...
"S.M" - 02.12.2013
Zerre kıymetin olmaz çok seversen birini
Umursamaz tavırlar, özensizdir sevdalar
Kime aşkla bakarsan, incitir bak kalbini
İçi boş zavallılar, ciddiyetten ne anlar...
"S.M" - 04.11.2013
Alıp başımı gitmek istiyorum bazen kendimden. Yüreğimi almak avuçlarımın arasına, kapı kapı dolaşmak Masal Diyarlarda ve Kül Kedisini bulmak sonunda. Ve seyre dalmak yüreğimin sahibini, Huzur Ülkesinin Prensesi der gibi. Elbette Prens olmak değildi mesele, Prensese sahip olmak sadece ve şükretmek Yaratan'a, aşk Onu bulmak değil mi neticede? Yada Onu görebilmek bir çift gözde? "S.M"-15.19.2013
Üşürüm sen gidersen semtimden, cihan yansa alev alev ne çare.
Kaybolurum sokaklarda mesela, sen göstermez pusulalar biçare.
Gözlerimi mühürledim gözünle, sen görmezse gözler benim neyime
Gel sevgili gel yalnızca sevgiyle, sen olmayan aşk ölümdür gönlüme... "S.M" - 02.11.2013
Yine o duygu sarmalıyor her yanımı... Sanki gökyüzünde bir yerdeyim ve seyre daldım, ruhumun gölgesinde akıp giden insanları. Her kafadan bir ses adeta... Birinin derdi diğerinden bambaşka.
Hani desem ki her şey çok anlamlı... Ama hayır! Her şey yitirmiş galiba anlamını.
Günübirlik hevesler, idealsiz yaşamlar ve samimiyetten uzaklaşmış insanlar, yalanlarla süslemişler küçük dünyalarını ve afili cümlelerin ardına saklamışlar sıradanlaşmış yaşantılarını...
Oysa ne kadar kolaydı bir amacın ardında koşmak mesela, mesela dürüst olmak, samimi bağlar kurmak insanlarla. Değer vermek mesela; insanlığa ve cümle yaratılmış mahlukata...
Sahi bu kadar zor mu gerçekten başarmak yaşamayı insanca...
"S.M"-23.02.2015
Buz mavisiydi düşlerin senin, bense güneş sarısı hayallerin peşinde
Kim bilir, bir olsaydık belkide yeşillenebilirdik bir sevda ikliminde
Lakin sen; yanmaktan, ben; donmaktan korkmuştuk, günün birinde
Ayırdık yollarımızı. Ve yeşile yer vermedik kaderin bizli tuvalinde
"S.M"-10.03.2015
Takvimler 6 martı gösteriyordu, günlerden cumaydı, sabah ezanına karışmıştı bir bebeğin ağlaması ve ben gelmiştim nihayetinde dünyaya... Şimdi anlıyorum ağlamama neden olan o tokatın hikmetini. Mesaj açıktı "Hayat bu! Beklemediğin anda beklemediğinden yiyeceksin tokatı."
İyiki doğdum mu bilemem ama iyiki yemişim diyebilirim o ilk tokatı...
"S.M"-06.03.2015
hayattan alınan çok güzel bir yansıma kaleminize sağlık kutlarım...