Şafak sökünce kesilir nağmesi bülbülün
Fecrin ışığı ile kaçar kokusu gülün
Bülbül susar, gül küser; kaybolur gecenin sihri
Mânâ yok sabahın olmasında; doğmasın gün
Adamın kuyusuna bir kedi düşmüş, ölmüş
Zahit, fetva veriyor, yarısını boşalt, sonra iç
Ham sofu, dini kendince çarpmış bölmüş
Be adam suyun yarısı neresi, su bölünür mü hiç
Kurban olurum sana yakılan her türküye
Bu muydu göreceğin ak günler Er Türkiye!
Ne millî irade kaldı, ne de millî ülkü
Süvari idi ordumuz, attılar terkiye
Herkes gibi benim de günahlarım sevaplarım olsun
Lütfen öbür âlemde âşıklardan ahbaplarım olsun
İstemem, yeşillikler, gölgelikler, hurilerle cennet
Yeter ki orada da dört yanımda kitaplarım olsun
Dile mühür vurdular, ebeden susacak besbelli.
Gözlere duman indi, aşkın nefesi kesildi
Susması söylemekten çok daha sesli
Tanrı’ya yalvarmak on dilli ellere kaldı
SANATTIR OLMAK ESNAF
Babalarımız,
ustasından el alırdı
da...
Doğum günüm - Kendime ithaf
Birinci bölüm
Sen yarattın Alemi Ya Huu!
Senin Alemin bu
İnsan sanmasın kendini küçük bir cürüm
Onsekiz bin alem içinde olmuş dürüm
Zaman ve can emanettir, kıymetini bilin
Ne boş kafa, ne boş gönül, ne boş bir gün
Rubai
Beş duyuyla şu minicik dünyaya hapis edilmişiz
Bir ana bir babayla dokuz ayda servis edilmişiz
Topraklu suyu karıştırıp havada, güneşte pişirmişler
Ben çukurunda şehvet ve gururla hasis edilmişiz
SONSUZ SIFIR
Her an eksilen çoğalan bir sıfırım
Geçmiş ile geleceğin ortasında
Her an bir zerre çoğalıyor doğu’m
Her an sonsuz batı’mdan eksiliyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!