Dünyaya geldin mi oldun bir sorun
Yemek içmek geçim zaten bir savaş
Zorlaştırma, kolayla be arkadaş
Nefsiyledir insanın en büyük kavgası
Yakma oğlum mazlumun canını
Oyuncak mı oğul, oyuncak mı gönül,
Alma oraya gazoz kapağından ödül
Çöplük gibi kullanma, sırça saraydır o
Ya lâle yerleştir oraya yahut gül
Ne kir bulaşır bizden size ne mikrop
Ne taş atarız sana, ne tüfek, ne top
Biz hayra vesile kılındık ta baştan
Böyle geldi bu soy, böyle gider bu sop
Derin mânâlı dilimizi uydurukça ile yozlaştırdılar
Milletimizi, tarih ve atasının dilinden uzaklaştırdılar
Cahil, köylü anamızın ağzındaki ana dilimizi bozdular
Babaların masada uydurduğunu dilimize bulaştırdılar
12 Mart 2010-
Derin ve mânâlı dilimizi uydurukça ile yozlaştırdılar
Milletimizi tarih ve atasının dilinden uzaklaştırdılar
Bin yıllık ana dilimizi, anamızın ağzından aldılar
Babaların masada uydurduğunu dilimize bulaştırdılar
ZİRVE-İ HİÇİ - I-
Buda Gavvama’ya selâm olsun
Pek dik bir tepe gösterdiler, haydi çık dediler
Pek kolay değil! Öndekilere bir bak dediler
Baktım, hepsi çiroz, üflesem uçacaklar, güldüm, …
Öyle çirkinsin ki aynaya kirli dersin
Kokan sensin ama millete terli dersin
Benlik çukurunda karanlıkta gezersin
Aydınlığı gördüğün yok, katmerli körsün
Vermek nasihat herkese çok kolay
Kendin tutmak o sözü, esas olay
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz”
İş yap, örnek ol, ortaya eser koy
Benliği, içinde yıkılmaz bir dağdı
Makamı putu idi, gözünde yağdı
Çok söyledim mütevazı ol bilader
Dinlemedi, taş olup başlara yağdı
EY İNGİLİZ
Ey gözü doymaz İngiliz, ne ettin?
İyi bak nere senin memleketin?
Tarihi görmez, insanlık bilmezsin
Ders olsun, Çanakkale hezimetin
18 Mart 2010
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!