Doğduk doğalı kışımız yazdan uzun
Isınmadı gitti dallarımız Osman
Şu ömür çizgimiz var ya eni boyundan uzun
Saate dakikayı sığdıramadık Osman
Tomurcuk olup kaldık, yaprak açamadık
Bakır,
Hiç öğünerek altına dönüşür mü?
Altın,
Hiç ben altınım diye öğünür mü?
Arkadaş!
Muhib-bi Ehl-i Beyt’iz, Divan-ı Hakta makbûlüz
Yârâ-n-ı on iki İmamız, hepimiz maktûlüz
Nesl-i Nezahata el kaldıran eller kurusun
Ne çektiyse onlar, aynen bize gelsin, kabûlüz
Dün
bir kitap aldım
yolum
sahhaflardan geçiyordu
1930 da basılmış
Bomba sesleriyle girdi yeni yıla Gazze!
Çok yazık! İslâm alemi toptan düşmüş acze
Sana kaldı işimiz Allah’ım, celle ve azze
Kahr u gazap eyle israile kahr u gazap eyle
Ne yazık ki, tarihin; ikibin dokuzuna
Cuma Çavuş ile topal Kasım
önce idiler hısım
sonra oldular hasım
demeyin, ne var bunda ne olası?
Var ki bir şey burada andık
Babam değildi ki şeytan, ben olam cin
Bize iki şeyi yasakladılar, matem ve kin
Gurur ve kibir günahtır Allah’ı bilene
Kesin emirdir bize “İhbitu” yani in
Cuma Çavuş ile Topal Kasım
önce idiler hısım
sonra yok yere oldular hasım
demeyin ne var bunda ne olası?
var ki bir şey burada andık
Bu sözüm sana a benim beyni boş, kolu dolu kızım
Koluna dizdiğini, gönlüne alırsan putun oldu kızım
Yüzük, bilezik, küpe, eğreti bir süstür be çocuğum
Sakın put etme malı, Tanrıyı küstürme çocuğum
Ya yerlere düşer sürünür hayallerim
Ya denize batar çırpınır hayallerim
Ne şanssız, ne sefil bir hayat bu arkadaş!
Gider de gerçeğe sığınır hayallerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!