ey yıkık bentlerinden taşra akan hayallerim
ey eski resimlerde yıllanmış hatıralar
ey gurbet yollarında yağı biten kandillerim
damla damla aydınlatıyorsunuz şimdi hazin yüzlü geceleri
başı dik yükselirken birer birer
göğe doğru uzanıp
buram buram yükselen ulvi bir nida ile
okşuyorsunuz göğün saçlarını
alabildiğince maviliklerde uçuşuyor
pupa yelken
çoban ateşlerine koşuyor zifiri karanlık
baygın gecelerin öte yakasında
sıtmalı arzular vuruyor udun tellerine
rüyalarıma siyah hüzünler düşüyor
bir damlada denizce çağlıyor hasretim
deniz ki ateşlere sürgün
sancılar ki eflatun düşüncelere mahkum
tutsak olmuş zamanların can evine
dalga dalga sürükleniyorum
uyuyan düşlerimi getiriyorlar uzaklardan
sonsuz hürriyete uçuşan kar taneleri
her gece göğü sessizce dolaşıyor
dağların yamacından yıldızlar milyonlarca kez
tanıdıklara selam gönderiyor
rengini damarından alan çiçekler aşkına
nasuh ahitlerden sonra
ruhum
karanlığın bağrına düşüyor
şebnem avuçlarında rüzgarın esintileri
salınıyor geceler boyu
yağmurların yağmadığı yalancı iklimlerden
sıla akşamlarına davet ediliyorum
bir zamanlar bacaları tüten evlere
yalancı ırmaklar misali sokaklara akmaktayım
göğü deliyor en tanıdık sesler
silkiniyor gece en koyu yorgunluklardan
ahlara gark oluyor sokaklar
ey gönülde ki yanan ateş
alev körükleyen rüzgar
ey vaktin melalini büyüten sine
gecelerde gizli gizli ağlayan göz
yağan karların üstünden yalınayak
dağ başlarını geçtiniz mi hiç
seher yürüyüşleriyle
sonsuzluğun sesi çınlıyor bak
çalınıyor geçmişin teneffüs zili
ecel uykusundan iniyorum
kar nefesli gündüzlere
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 30.7.2018 20:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!