Yazmak var, yazmak var!
Birde yazamamak var
İçindekini önündekini ardindakini
Yazınca anlatamamak var, kalbindekini
Yıllar öylece geçip gitsede senle iç içe
İnsan tanıyamazmis yanındakini
Gelmişsin Yozgat'tan buldun dayını
İkrarı taksimden aldın payını
Ben burdayken hiç düşünme köyünü
Hoş geldin yeğenim Adıyaman'a
Orman işletmede AFAD görevi
Şu gönül ocağını
Yakabilsem yeniden
Sır olan dertlerimi
Kovabilsem kalbimden
Vuslatı arar oldum
Yanıpta küle döndü,
bu yangınlar Yeni söndü
ne varsa senden geriye kalan
İçimde, bugün öldü
Kor gibi yanıyor gönlüm
Dumansız,
Seçimlerimizin rengiyiz belkide
İşimiz, eşiğimiz hepsi bir seçim,
Hepsi bir gizli bir renk taşır içinde,
Hayatım oldukça renkli, içinde her renkten var
Gök kuşağı gibi rengarenk ,
Birbirine girmiş tüm renkler,
Bir kağıt bir kalem, sandalye masa
Yaz gönlünde kalanları ne varsa
İçinde tuttuğun her şeyi konuş
Dağılsın yazı, göz yaşın akarsa
En keskin sözlerle vur beni ,farzet!
Baktım resimlere yıllara sordum,
Ne diye neşeyi çehremden kovdun,
Ne vakit yaş aldım ne vakit doğdum,
Anlamadım dünya göçerim senden,
Zamanın incisi meğer sağlıkmış,
Kurulu kurutup verdiler ele
Seneden seneye koydular yine
Ya kursa gönderip yada tayine
Birinden birine vurdular yine
Tamer komutanım yerin dolarmı
Bir bayram sabahı yine buruk
Mahallede çocuk sesleri
Kaldırıp salamadim dışarı
Uyanmak istemiyor içimdeki çocuk
Yine ayrılıklarla bayramlaştım bu sabah
İlk onlara sarıldım, ilk onları öptüm gün gün
Kimin bedduası tuttu diyorum
Ayrılık kapıyı çaldı bak yine
Sevdiğim beni unuttu diyorum
Sevdamız mahşere kaldı bak yine
Zorladık denedik olmadı işte




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!