Hadi kaldır içinden cenazemi,
Okunsun veda hutbeleri yüreğinin mihrabında
İnsin gözlerinde bayraklar yarıya
Aminlensin artık yarım kalan dualarım.
Kıldır hadi namazımı, soğumasın cesedim,
Kefensiz gömsünler öylece iki dudağının arasına,
Araftayım sevgili,
Sensizlikle sen arasında...
Ve sen mahşer terazisi gibi
Ne yana koysam ağır geliyorsun…
Belina!
Çatlak ve susuz toprakta bir gül...
Yabani bir gül...
Belina!
Yar gözlerin gönlüme karantina…
Saati yoktur özleminde
Sevmenin de..
Baba olmak gibi..
Gebe bir anne gibi tıpkı!
Her an içinde sancı,
Gelecekmiş gibi
Burası ölümsüzler mezarlığı
Dudakları mühürlü, yamalıdır elleri
Meskun mahâldeki sakinlerinin
Her biri habersiz ölümünden kendinin
Ve hepsinin en-sesinde katilinin yürek izleri
Burası ölümsüzler mezarlığı
Hüzündür bu
Elleri çığlık çığlık
İçi geçmiş zaman tarlalarından
Bozkır yalnızlıklarıyla çalar kapıyı
Yorgunum üstü...
Gülüşünde bir şiirler var
Bir şeyler tuhaf hüzünler
Yanılgılar üstüne
Eksik şarkılar üstüne
Yâr üstüne
Çılgınlıklar sakızı âşk sürekli gel-gitler üstüne
Aynalar, düşmanlığın bana mı?
Ne o dudaklarıma yakıştırdığın melal!
Herkes temiz, herkes beyaz
Ben miyim yeşil zeytinin, siyah gölgesi? ...
akaklarıma düşmüş ilk karı ömrümün
Başımın ilk be-yaz yasını tutuyorum günlerdir
Oysa alışkındım, coğrafyamda kardan çok ne vardı?
Hangi dağa baksam başı kardı!
Efkârdı...
Dumandı...
Fetüs bir gece karanlığı...
Embriyoyik bir kalabalığın ortasında
siluetsiz gölge yalnızlığı içindeyim sevgili.
Sindirilmiş Gazze suskunluğunda militarist bir iç çatışma
Filistin yüreğimin Kudüs noktasında.
Aklımdan gelen yardımlara ambargo koyulan dilimin çaresizlik çığlıkları...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!