ATSAM MI ATMASAM MI DERKEN
Avuçlarımda renkler
ellerimi gizliyorum senden
Gül kokuyor
saklanamıyor çiçekler
Biri de bir
bini de
acının
Başlangıcı gibi
sonu da olmalı
Mutluluğun oluyor da
“ Uyumadın biliyorum,” dedi, “sıkma öyle kirpiklerini alnın kırış kırış.” Az önce kalkmıştı, yine kanepenin ayakucuna ilişti. Soluk mavi yorgan soğumamıştı. “Baştan anlatayım ama bu kez biter bitmez uyu, oldu mu! Öteye git. İstersen yan yat. Sırt üstü uyuyamıyorsun.” Oğlu yana kayıp yer açınca her akşamki tonlamasıyla masala başladı: “Bir gün bizim alık, çıkmış avlamaya balık.” Genizden gelen sesi gizemliydi, “Atlamış bir sandala, düşlere dala dala... Atmış oltayı suya, işin şaşılacak yanı bu ya! Unutmuş almaya yem, solucan. Kimde tasa, kimde üzülecek can—”
“ Baba,” diye usulca sözünü kesti; “Büyüdüm.” Yorganı çenesine çekti, “Masalsız da uyurum. Yorulmasan? ” Yorganı azıcık daha çekse gözleri örtülecekti. “Öksürüyorsun. Alık Balıkçı’yı kesip kesip öksürüyorsun. Üstelik yarın erkenden açılacağız.” Gülümsedi, “Ben kendim uyurum.” Yutkundu, “Yani sen... sen istersen...”
Ha geldi
Ha gelecek
Bu kaçıncı sigara
kaçıncı kadeh
Bu kaçıncı yılı
1900’lerin
Ahh demiyorum
Ayy demiyorum
Aaa demiyorum
Adın bunlar oldu
Dilim değişti yokluğunda
Ohh’lar gitti
Yine gitti
Ama gelecek
Dönüşlerin tadını aldı bir kez
Başlangıçların coşkusunu yaşayan o
Sonlarınkini ben
Mutluyuz bundan ne çıkar
Delileniyorum duydukça
Delileniyorum özledikçe
Delileniyorum erişemedikçe
Düşündükçe delileniyorum
Üzüldükçe delileniyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!