Sessizliğe emanet ettim adını,
Bir rüzgârın gölgesinde kaybettim.
Ne yazdımsa silindi zamanla,
Unutmak isterken, sana dönüp ezberledim.
Bir beyaz gül soldurdun avuçlarımda,
Gözlerin hâlâ aklımda bir sonbahar,
Rüzgâr gibi esip geçtin, ardında hüsran var.
Tutamadım ellerini, kaydı avuçlarımdan,
Bir yudum aşktık biz, döküldük zamanla damla damla.
Geceler sana susar, ben yıldızlara,
Ey Sultan, ne yere sığdım ne göğe,
Zâtına eremem, nefsimle perdelenmişim.
Murad ettim bir garip kulunun gönlünde durmayı,
Oysa yanmalıymışım senin aşkına.
Ziyan ettim ben yüreğime.
Avutabilmek için kendimi
Şiirler yazıyorum sokak sokak.
Silmişim hafızamdan vefasızları,
Ürkek bakışların arkasına sığınmışım,
Öldürmemek için umutlarımı.
Kendine hâl ararsın.
Yediğin ekmekte hâl yok mudur?
Âleme ispat ararsın.
Aldığın nefeste ispat yok mudur?
Derdine derman ararsın.
Derdi verende derman yok mudur?
Zayi etme gönül,
Rüzgârlarımın uğultusudur bu türkü.
Mutluluk bir sığınmacıdır,
Soğuktan buz tutmuş kalbimde.
Talan olmuştu ömrüm, yanmıştı ekinlerim gibi.
Gözyaşlarım sel olup akardı puslu gecelerin sessizliğinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!