Yatarız, kalkarız
Yorulur, dinleniriz
Yeriz, içeriz
Fakat önünden yemek
İnsan olmaktır
Düştüğün zaman, canının acıdığını belli ediyorsa
Sevdiğini söylemesi anlamsız kelam olmaz mı?
Varlığında mutluluğunu gizlemeye çalışıyorsa
Sevgisini saklamasının bir sebebi olamaz mı?
Hasretle yolunu beklerken karşısına çıkıverdiğinde
Özgürüz
Gelmek ister misin dünyaya
Soran oldu mu?
Geldik bir anda karanlıga
Bu oldu mu?
Aydınlık âlemden ayrılığa
Bin dokuz yüzün kırklı yıllarıydı
Yönetim devrin halkçılarındaydı
Halkın karnı aç ayağı çarıktaydı
Eşek yemi bile halkın sırtındaydı
Halkçılar hep devlet adamıydı
Anasının son kızı
Gülsün hep nur yüzü
Baba söyler son sözü
Bugün Hediş’in sözü
Geldi damat anası
Gönül gözlüm, ceylan bakışlım
Uzaklarda cennet kokuşlum
Hayat bulur bahçemde gülüm
Açsan gönül kapını bana…
Bu esen sevda yeli miydi?
Haydarların kızları
Ah yok mu şu aşkları
Pek coşmuş duyguları
Umurda mı sonları
Uğraşsın babaları
Hiç birşeyden habersiz saf ve temiz
Sanki kendisi, çocuk!
İzleriyle yüklü asirlar öncesinin asırlar sonrasi için
Sanki kendisi, çocuk!
Setçe’nin iki oğlu
Hemide servi boylu
Haydarın hacca garı
Erkek toruna doydu
Atamağın yokuşu
Düşdü gönlüm bir güle
Güller açar oldu gönlümde
Tatmamıştım böyle duygu ömrümde
Sanki bahşedilmiş armağan gönlümce
Hep sen varsın işimde ve düşümde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!