Güne bakan çiçeğim demiştin ya bana
Gözlerimin kamaşmasından mı ne
Unutmuşum güneşin tek bakanların çok olduğunu
Yedi göllerin sultanı
Dört mevsimin Tanrı'sıydın sanki
Sesin mi, kokun mu daha çok anneydi,
Bilemedim.
Ya yüzündeki amansız derin çizgiler?
Gökyüzüne baktığımda,
gördüğüm ay mı daha çok sendi yoksa Tanrı mı?
Eza oldu hayat; kabuslara yatıp, kabuslara uyandım.
Zeytin yeşili olup bir küçük kızın gözlerinde buldum kendimi sonra.
Günler günlerde solup geçerken,
İzmir’in lodosunda bir Ezgi’ydi beni çağıran…
İşte aradığım bu olmalı;
Yaza mahsus
Güneş çarpmış toprağın
İlk yağmur damlalarıdır hüzünlerim
Semanın ağıtı toprağın hasreti
Her nefeste yaşamla ölüm buram buram
Dar zamana sıkıştırılmış infilake hazır
Gün az sonra batacak, yine senle sensizim.
Suya düşmüş güneşte yüzün;
Dün gibi ayrılacağız diyor.
Azıcık hasret, daha çok hüzün...
Dalgalarda öpüşlerinle, tenim gibi ıslak kumsal.
İlk ışığım, ceylan bakışlım;
İpekten pınar saçların gönlüme bağ mı?
Kaş çatsam gül yanağın solar mı?
Gamzelerin derdime derman,
Can kızım, Eda’lı dünyam,
Busenle gördüm cenneti, solmasın tatlı hülyam.
(Babama)
Hani bir kamyonun vardı; kocaman sesli, dev cüsseli.
Beni yanına alıp bildiğim, sevdiğim,
O deresinde kurbağaların vırrakladığı tek köye götürürdün …
Hani ablam öğretmendi orada; okul müdürüne mödür dediğim,
Onu görünce korkudan ağaçların ardına saklandığım köy.
Güneşi içmeye gittim denizden
Tüm ışınları önce denize sonra bana aktı,
Bu muhteşem buluşmanın tek tanığıydım.
Güneş oldum önce; işte dedim bu…
Haykırdım varım ve her şeyim.
Öyleyse neden kapalı kapılar…
Bu karanlığın anlamı ne…
Kendimde mi kavrulmuştum…
Kül olup savrulmuştum…
Neden benden olanlar dehşette…
Bu ağıt figan yitişim mi?
Sustum demek ki artık bir hiçim…
Ya da yeniden gebe kalmıştı hayat bana
Sancılarla sarsılıp, zorluklarla doğurmaya
Her şey ya da hiçbir şey olmaya…
Gözlerimde Galata’dan seyrü sefer ile İstanbul’u görebiliyorsan;
Kız kulesinde şarap içip, seni seviyorum diyebiliyorsan,
Eminönünde balık ekmek,
Kadıköy vapurunda simit yiyerek
Martıların kanatlarındaki maviliği seçebiliyorsan,
İstanbul’u İstanbul gibi yaşamak için yürek ister,
sıkılıp üzüldüğümde
gözlerimi kapatıp
susuyorum
dinliyor dinliyorum
kainat emrime amade
ne güzel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!