Sana sarıp seni öpmeyi, öperken de koklamayı o kadar çok özledim ki; tarifi imkansız duygular içinde olmak insanı yaşamın çetrefilli boğazında al aşağı edecek gibi görünüyor.O çetrefilli boğazda insan ne kadar da savunmasız.
Vaktin avuçlar arasından kayıp gitmesi ve kayıp giderken de insanın zaman mefhumunu iyi değerlendirememesi içler acısı…
Dün kundakta bebektin geçmişe doğru yolculuğa çıktığında bir şeyler hatırlayamaman belki normal de normal olmayan şey hazır kazık kadar adam olmuşken zamanını boş işler peşinde heba etmek,değerlendiremediğin zamanın için üzülmemek kundakta bebek olmaktan daha elzem ve üzücü…
Aslında seni yeniden betimlemek için klavyenin tuşlarına dokunuyorum. Lakin; düşüncelerim hissiyatım beni öyle bir yolculuğa çıkardı ki; yazının neresi kaptan köşkü neresi, kamara anlamak gerecekten çok güç. Düşüncelerimde en az duygularım kadar alabora olmak üzere sigaramdan bir fırt daha çektim yoğunlumu ve yorgunluğumu atmak kelimelere faklı manalar yüklemeyi ilke haline getirmek için.
içimde infilak saati!
yasak baktın nikotin sıcaklığıma,
bir sigara daha yaklaşıyor bahar...
ellerin yanında değil,
gemiler kalkıyor avuçlarından