Oğullar babadan itaat istiyor,
Kızları anadan hesap soruyor,
Sanırsın ocakta kahır kaynıyor,
Ocakta yemek değil zehir pişiyor.
Düz yolda yürürken yolunu şaşan,
Yokuşu görünce düzlüğe kaçan,
Soğuğa bahane bulup sıcakta yatan,
Bülbül olmuş her gün sanki şakıyor.
Nedir bu hal nasıl da oldu,
Sevgiyi, saygıyı nereye koydu,
Menfaati yoksa bahane buldu,
Ardına bakmadan çekip gidiyor.
Kırk yılda bir görsen hoş geldin demez,
Kapısına varsan buyur da etmez,
Ağzı sana konuşsa gözü de görmez,
Eyvallah demeden sırtın dönüyor.
Yediği ekmeği diz altı yapan,
Yolunu bulunca seni unutan,
Bir işi düşünce kapına koşan,
İşleri bitince küsüp gidiyor.
Önünden geçerken selamın almaz
Kapısını çalsan zili çalışmaz,
Sesini duysa pencereye çıkmaz,
Ahbablar el olmuş kopup gidiyor.
Amca,dayı hemen unuttuk,
Teyzeyi halayı nereye koyduk,
Hele yeğenlerle baya el olduk,
Bakarım her biri ayrı gidiyor.
Yeter diyelim bu duygulara,
Bir selam salalım eski dostlara,
Bir fincan kahveye bir bardak çaya,
Amcayı,dayıyı satıp gidiyor.
Farettin Çakal
Kayıt Tarihi : 14.1.2025 18:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşadığım vefasızlıklar
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!