Daldım gözünde vehm uyuyan, susmuş ufkuna;
Ey şark, kanmadın mı asırlarca uykuna?
Hâlâ huşûa, kubbeler en hisli bir penâh,
Hâlâ minarelerde tevekkül denen bir âh.
Hâlâ saçaklarında güler baykuş evlerin,
Hâlâ köpek eninleri serper sokakta kin.
Hâlâ hurafeler yaşatır her çürük kafes;
Hâlâ beşik gıcırtısı, hâlâ o tozlu ses...
Yükselmeyen tazarru'un ey Şark bitmiyor;
“Hayye âlel felâh”ını gökler işitmiyor.
Sönsün fezalarında sükûn işleyen seher
Dönsün zeminlerinde de isyana secdeler...
Diz çökmesin sağır göğe öksüz duaların!
Yaksın bütün ufukları artık belâların.
Her zulmü, kahrı boğmaya bir parça kan yeter;
Ey Şark uyan, yeter yeter artık, uyan, yeter! ...
(Geçtiğim Yol / 1918)
Ali Canip YöntemKayıt Tarihi : 26.10.2011 01:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Böyle şiirler , insanı bağlar...
hem okumaya hem de yazmaya
çünkü şiir kendi anlaşmazlıkları içinde şairine güvenen tek yol arkadaşıdır... hal böyle olunca...kimin ne kadar haklı olduğunun veya veya...ne kadar şiirsizleştiğinin hesap vakti hep erteleniyor...belki doğru olanda bu...çünkü farkında olduğumuz her şey...insana dair ne varsa sadece şiir ise...onunla da yüzleşmek mecburi bir hal alıyor...
bunun için de donanımlı...hazır ve her akıbete dayanıklı olmak şart...
beklenen değilsinizdir…çoğu zaman önce unutuldunuz en azından…sıcak kahve köşelerinde hiçbir tavla partisine ait hesap defterine adınız yazılmaz…ya ölmüşsünüzdür…ya ölecek…hala hayatta iseniz…sadece siz öyle sandığınız içindir…
çünkü şiirin kendi hafızasına ait bütün net bilgiler zaman kavramına ait olmayan bir metod ile saklanmaktadır…bu yüzden her bilgi depolanmadan önce test edilmelidir…siz biz…hayatın sessiz denekleri olduğumuz sürece şiir kendi topraklarından hep bir adım geri çekilecektir…bu öyle bir vazgeçiştir ki…gördüğümüz hiçbir canlı hayal bile edememişti…zaten hayal etmesini kim bekleyebilir ki…bekleyenler var işte…o nedenle şiir ille şiir demekteyiz…
neden ille şiir kavram…ı hiçbir suret ile muhafaza edilmedi…edilemedi…çünkü tanrı insanın sadece şiir olmasını isteseydi…şairlere gerek kalmazdı…genetik kodları her şeyi halledebilirdi değil mi… yine tanrı istediği için midir…şiirlerin sonu olmaz ve bitmeyen savaş hikayeleri gibi her kana ihtiyaç duyar…yarasa otellerinde her edebiyatçı yavaşça katledilir…her söz…her kelime…her ara…hayatın ertelenmiş şiir odalarına koşarken…yine şiirsinizdir…yine şiirizdir bilmeden…sevgilerimle …LaraAçanba…27.10.2011
sonra ne olmuş bilmiyorum...bana anlatılanı bu kadar...sanırım zaman buna bir çözüm veya bir ortalama yol bulmuştur..
aynı zamanda kendimiz kalarak batılılaşmak..200 yıldır neticeye ulaşamadı bu sorun...ama zaman gerekli orta yolu bir gün mutlaka bulacak sanıyorum..
anlatabildim mi bilmiyorum sayın kasapoğlu..herkese saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (32)