...(Uzun yazidan kisa özet kesitidir )
Cocukluktan itibaren sürekli dinledigi yetistirip büyütenler tarafindan telkin, tembih, tedbir, ihtiyat,  akil, fikir, yol, yöntem gibilerinin ögretilenle uygulanan örnek davranislari ( rol modelleri ) arasindaki teori ile pratik saglamasini yapan uyum farki yahut denge düzeyi örtüsüp tutmuyorsa, zamanla bellek ve bilinc olgunlugu akil torbasina konulanla  hayatin sinavinda kendini hangi gercekligin karsiligi olup olmadigina dair ispatlamak durumunda olan uyumsuzlugu ve sahtekarligi görüp bilip taniyip tarttigi  FARKINDALIGIN mantik sorgulama tanikliginda, terbiye edenlerin bütün döküm kaliplarini ve birikinti yiginlarini oldugu gibi gersin geri kusar, kopardigi kokusmus küflenmis yapi bozuklugundan kabugunu kirarak kendi kisiliginin karakterini ören saygin karakter öznesi.
CUMHURiYET degisim dönüsüm gelisimiyle dengeli düzeyli ortak gönüllüleri de vardir siirin. MESELA BEHCET NECATiGiL ;
PERiLi EV siirinde :
„Bak, masa , iste
Yerini bulmus simdi
 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta