Kaçtığın her yüz, bin bir dert taşır, bil;
Nemli gözlerine nakşolur, sanki.
Kimden ne beklersin? Kendindir fail;
Aşkı, sevgiyi yakar ateş, sanki.
Gölgenle yüzleşip zincirden çözsen,
Kim suçludur, kim masum? Hepsi sensen...
Sesin, suretin doğruyu gizlerken,
Zulandaki hatasız olmaz, sanki.
İyiyi, kötüyü tartma daha da,
Dengini bul; arama sağda, solda.
Vicdanla süz yükün acıttığında,
Her şeyin cevabı içinde, sanki.
Kim sorabilir gözyaşından hesap?
Kaç eylül akşamı doğmadı mehtap?
Eli uzatan cehlin sırrına bak...
Hakikat gönlünde saklıdır, sanki.
Sözü anlamadan dil söyler kolay.
Yalanlar ne ki? Nazın, kibrin olay...
Kimseyi taşlama; kusurun yapay,
Sonunda hep hanene varır, sanki.
Ayni sebebin her neyse ki, benim.
Bir divanenin cürmünde yok yerim.
Mazine çarpsın ki gör diye derim,
Feryadım artık senden doğar, sanki.
Elbet yollar uzun; var bir hikmeti.
Her düşen adımdan öte hasreti,
Kum tanelerinden geçti kimliği...
Hak'tan gayrısına dönmeyiz, sanki.
Kumcuoğlu, say ki: İnsan özü bir.
Başkası dediğin yine bir "ben"dir.
Serap misali ömrüme gösterir;
Kalbinin aynasıdır her can, sanki.
10 Şubat 2025 / Pazartesi / Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 10.3.2025 08:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"İnsan, kendi hakikatinden kaçtıkça, sığınacak tek limanı yine kendi yüreği olur."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!