Sancar Can Şiirleri - Şair Sancar Can

Sancar Can

Aslında tam olarak ne zaman başladığını bilemediğim ve de ne zaman biteceğini kestiremediğim sürgün bir yaşamın içinde kendime bir bilinç aramaktan başka bir şey yapmıyorum. Bir benlik, bir kimlik inşa etmeye çalışırken belki de tüm anlamsızlığa rağmen var oluş mücadelesi veriyorum dişimle tırnağımla. Var olmak… Var olduğuma nasıl inanabilirim? Kalbimin atması, bir kuş gibi çırpınıp durması beni ikna edebilir mi var olmaya? Duygularım yaşanmış ve yaşanacak yıllarla hissizleşmeye evrilirken gelecek tüm yaşlar herhangi bir sayıdan başka ne olacak ki? Ve yıllar acımasızca hızla akıp giderken yollarıma çıkan her ne ise ya da her kim ise gitgide beni daha beter bir muammanım içine sürüklemeyecek mi? Öyleyse yaşam her yaşımda derinleşen bir muamma olacak bana, bir türlü içinden çıkamadığım ve nerde, nasıl son bulabileceği anlayamayacağım bir oldu bittiye kurban giden. Var oluş, ne kadar da hoyrat bir esinti, anlamaya başladığımı sanırken esasında kalbimi teğet geçen. Bu yüzden de asla tamamlanamayacak bir var oluş hikayem var benim. Ne acı ki ben bunun idrakını yaşıyorum şimdi. Şaire göre yolu yarıladığım bu yaşımda tüm iliklerime kadar hissediyorum artık bu yarım kalacak kendi hikayemi, hikayelerimizi. Durmak yerinde, beklemek bu esintinin geçmesini. Mümkün mü?

Görünen bu mu? Ölmeye doğru koşan bir bedenim var, tüm ölü bedenler arasında herhangi biri. Görünen, nefes alıp nefes veren bir sağa bir sola koşuşturan iki ayağı iki eli olan etten kemikten bir vücut. Oysa ben bu muyum? Kime ne anlatmaya çalışıyorum, kime ne ispatlamaya çalışıyorum. Hiçbir şey… Kim neyi anlamak istiyor, kim kimi dinliyor karmaşık, gürültülü bu ucubeler diyarında. Tüm iyi niyetimle, bu yolun sonunda hiçbir şey olmadığını bilsem de içimde bir şeylere tutunmaya çalışan sevgi dolu inanan bir çocuk var. Bu çocuk nasıl olurda sabırla göğüs gerir sevgisizliğe, bencilliğe ve en çok da onu yaralayan başıboşluğa.

Ruhumun söylediği şarkıya eşlik edecek hiçbir şey yok oysaki. Yine de demeli miyim doğum günüm kutlu olsun diye…

Devamını Oku
Sancar Can

Her şeyin eskisi gibi olmasını o kadar çok isterdim ki, eskisi gibi aynı hayatın içinde yan yana olunan o zamanları, her şeyin daha güzel olduğu o zamanları, belki de sadece benim için kıymetli olan o zamanları… Ama, bu zamanları sil baştan yaşayamayacak o kadar çok sonu acıya çıkan eylem ve söz bıraktık ki. Bazılarını hiç unutamayacağım.

“Bıraktık” diyorum. Belki hiçbir şeyin sorumlusu ben değilim ama birilerini suçlamanın bir anlamı yok. Bu, hiçbir şeyi değiştirmeyecek ya da yaşanılanları geriye döndüremeyecek.

Hayata mutlu olmak için gelip de kendine bu kadar mutsuzluk hediye eden biz kadar kimse yoktur sanırım. Mutlu olmak için çabalarken daha fazla mutsuzluğun içine hapsolmak, bu benim alınyazım mıydı? Ya da sonun böyle olmasına sebep senin kendini mutsuzluğa kaderlemen miydi? Bir önemi var mıydı artık?

Devamını Oku
Sancar Can

Mutluluğu uzak, yalancı bir hayalmiş gibi dolaştırıyorum başucumda
Bir gölge gibiyim hayatımın, satır aralarında kaybolan, kendine yenilen
Tükenmiş, kullanılmış, oradan oraya sürüklenen yarınsız biri…
Tüm gelecek, acıyla iç çeken an birikintileri gibi dökülür, dağılır
Çıkışı olmayan bir yeryüzüne açılır sonra…
Neden gözlerim sevinç akıtmaz, bilmez kimse bunu.

Devamını Oku
Sancar Can

Tüm kırgınlıklarımın bir sonu yok, olmayacak da…
Hayatımın en büyük kırgınlığını olurlarken
paramparça olmuş yorgun benliğim
içimde çoğalıp duran bir zehirle tükenip gidecek.
Biliyorum, bu zehir öldürmeyecek acıyla çoğalan,
uyuşan her bir zerremi.

Devamını Oku
Sancar Can


Dipsiz bir suskunluğun içine gömülüp kaldım en sonunda.
Kendi sesimi bile duyamıyorum artık.
Kendine küsmüş, kimsesiz bir çocuğun
çığlığı var içimde.
Bir daha yaşanmayacağını bildiğim kaybettiğim bir oyuna

Devamını Oku
Sancar Can

İçimde yine bir yığın sözcük, silik, yorgun bir hatırayı kovalıyor.
Hepsi yaralı, kırılgan, savruk ve en önemlisi eksik
Ve de bıraktığım hiçbir yerde değiller…



Devamını Oku
Sancar Can

İçimde kocaman bir dünya saklıyorum gözlerinin teğet geçtiği,
Gözlerinin karalığıyla avunduğum;
Bilirsin karanlığını severim, bunun için kızma bana ne olur…
Kaçamak bakışlarına asılıyorum, şu an gözlerimin önünde onlar duruyor;
“Dünya bu olsa gerek” diyorum.
Bakıyor bakıyor doymuyorum…

Devamını Oku
Sancar Can

Not: Bu şiir bir ithaftır…
Bu gece, en sessiz benliğimle hiç bilmediğim farklı bir kırgınlığı
sürüklüyorum içimde.
Ziyan ettiğin tüm sözcüklerin, bir zehir gibi dağılıyor her yanıma.
Sonu gelir sanıyorum
beni küskün bir çocuğa dönüştüren bu hercai hoyratlığının.

Devamını Oku
Sancar Can

09.04.2024



Bu sana yazdığım ikinci ve belki de son mektup… Zamanla birçok şey öylesine anlamsızlaşıyor ki, zamanın eskitmediği ve yabancılaştırmadığı hiçbir şey kalmıyor ve biz bu hayatın içinde bilmeden acı bir hikâyenin kahramanı oluveriyoruz ve savrula savrula anlamsızca kendimize bir yol arıyoruz, neden aradığımızı bilmeden ve belki de hiç bulamayacağımız bir yol. Ve bu uğurda kırık dökük bir yığın şey… Ama şunu söylemeliyim ki, zaman hala bende hiçbir şeyi eskitemedi, hiçbir şeyi anlamsızlaştıramadı. Olan biten her şeye rağmen kalbim inatla bir kuşun kanat çırpınışlarını hissediyor. Senden uzakta olmanın hiçbir önemi yok, hayatımda bir daha olacağının ya da olmayacağının da bir önemi yok, senin ya da benim bu bencil ve acımasız hayatın kıyısında bir yerlerde yeniden buluşacağımızın hiçbir önemi yok. Benim en derinlerimde hissettiğim sevgi paha biçilemezdi… Belki de hayatım boyunca içimde bir yerlerde hep taşıyacağım bir sevgi.

Devamını Oku
Sancar Can

14 Ağustos 2022
Saat 02.23

Uyuyamadığım bir gecenin koynunda kalbim büyük bir üzüntü içindeyken yazıyorum bu satırları sana. Şimdiye kadar olamadığım en yalın ve en açık cümlelerimle içimdekileri anlatmaya çalışacağım. Bunu becerebileceğimi ümit ediyorum.

Hiçbir üzüntümün sebebi sen değilsin. Öncelikle bunu söylemek istiyorum. Omuzlarında kaldıramayacağın bir yükü taşıdığını ve ne yapacağın konusunda bocalayıp durduğunu görüyorum. Bana ne hissettiğini, ne düşündüğünü, iç dünyanda nelerle savaştığını bunları anlatamadığını da biliyorum. Anlatamadıklarının, anlattıklarından çok daha fazla olduğunu sezinliyorum. Ve anlatamadıklarının da sandığından daha fazlasının farkında olduğumu bilmeni istiyorum. Ama anlatamadığın şeyleri öngörü haline getirip sana dile getirmemin bir önemi yok, anlatmak istemediğin ya da anlatmaktan kaçtığın şeyleri ancak sen anlattığında bir anlamı olacak çünkü.

Devamını Oku