Düşmeye gör birkez... düşerken ben o sıcacık dostluk yaygarası koparan ağızlara
ve her birini yıldız sandığım yüzlere baktım... ağızlarından çirkef akıyor, yüzleri gayya çukuru gibi kan irin kokuyordu... ay ise yıldız şamatasına kapılmış suskundu...
Öyle olması gerekiyordu... öyle olmasını ve hangi menzile koşuştukları belli olmayan, varlıklarını çevrelerine göktaşları atmakla sürdüren ölü yıldızların
meteor saldırılarına hedef olmamasını istiyordum. Saldırıların kaybına ay'ı ortak tutamazdım.
Susstum...
Susmaya ve susukunluk içinde yıkılmaya değil, yitmeye çalıştım, yitemedim....bir söz yıktı beni ve senden gelen tek bir söz... yıkılışımın sarsıntısı hayli derinden vurdu beni...
yine susutum...
Ama, bu kez kendi yıkıntımda boğuluyordum..Bilirmisin bu son direnmem...Bu, hayata yenik düşmemeye karşın son çabam...
Ve ay bütün ışıkları ile ufuktan doğacak mı...
Ölü yıldızlar mezarlığı ötelenecek mi, bilinmezlere..
Atılan düğümler yürek kanamamızı durduracak mı
Ay'ın doğuşu umut ışıklarını taşıyacak mı
Yine çiçeklerimiz sevinçten dansedecek mi...
Marallar doğanın koynunda,
Ay'ın kucağında sevgi ve aşkı yoğuracak mı
sorular sorular... yanıtları içlerinde gömülü sorular...
Duygular ayakta,
Duygular uyanık, ürkek cerenler gibi..
Yıkmak, yıkılmak, titrek adımlar korkutuyor...
Yüreğimi pusatlandım yine son kez..
Sevi yolculuğum bütün olanlara inat sana doğru...
Bekle sevgili yüreğimi pusatlandım
Sevgiyi ve aşkı...
Sana geliyorum
Tek sana....
KÖMEN
Haydar OkurKayıt Tarihi : 6.11.2006 21:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)