YİRMİ DÖRT ŞEHİT VAR
On dokuz Ekim'di iki bin on bir
O gün çok üzücü acı bir gündür
Şehitler içinse ölüm düğündür
Yirmi dört şehit var yaram derindir
O daha onbeşindeydi
Ülkesi Filistindeydi
Şehit eller üstündeydi
Gazze’ye “Bakan” ağladı
Genç şehit yürek dağladı.
MAKAMIN CENNET OLSUN MUHSİN BAŞKAN
Yüce ruhu göklere değerdi
Vatanını ve milletini canı gibi severdi
Hep Büyük Birlik, kardeşlik derdi
Ruhun şad, makamın cennet olsun Muhsin Başkan.
(SANDIKLI/AFYON)
Rüyada görsek inanmazdık
Düşümüzü hayra yormazdık
Tatili bir ömür bulmazdık
Allahın bugünü de varmış
Afşin’den çıkıp geldik Nevşehir Kozaklı’ya
Hem kaplıca, hem nurlardan feyiz almaya
Hem suya, hem Hakk’ın hakikatlerine dalmaya
Çeşit çeşit yemekleri verdin şaşırttın beni “açık büfe”.
Nefsin arayıp da bulamadığı şey eline geçti
Her dalında bir hikmet, bir de ibret vardı
Dava adamında mefkureyi arardı
Kalpte iman var mı birde onu sorardı
Ulu bir çınardın “Abdurrahim Karakoç”.
Sözler Üstadımın dizelerinde çağlar
Büyük kurduğun düşünle
Hep manalı gülüşünle
Rabbine yürüyüşünle
Ağlattın beni Karakoç.
Her daim Hakk’ı zikrinle
Bizlere haram lokma yedirmedin
Çalıştın, diyar diyar gezdirmedin
Bize yedirmeden asla sen yemedin
Helal kazançtan ayrılmadan gittin.
Garip geldin garip gittin dünyadan
Unutma, boynuzsuz koyunun boynuzludan hakkı alınır
Hakk’ın huzuruna kusurlarla boynu bükük gelinir
Amel defterinde kul hakkı çoksa cehennemde kalınır
Ceza haberini alınca yüreği sızlar bağrı delinir.
Kalamayacağın bu dünyaya neden bel bağlarsın
Bir düş kurdum kendi kendime
Bir sabah dünya İslam’a uyanmış
Onsekizbin âlem nura boyanmış
Benim davam büyük, küçükler anlamaz beni.
Aleme yüzyirmidörtbin peygamber geldi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!