Lanetlidir bu meyhane,
Bir daha gelmem içmeye,
Yâr ile sohbet etmeye,
Bir yol kenarıda yeter.
Lanet çökmüş duvarına,
Kuldan şefaat beklemek, günahtır ve ahmaklıktır,
Şefaat Allah'a mahsus, tek şefaatçı Allah'tır.
Kur’an (Zümer Suresi, 44. Ayet)
"De ki: Bütün şefaat Allah’a aittir."
Gençlik yıllarımı, maziye kattım,
Her gün senin için ağıtlar yaktım,
Bazen isyan ettim, feleğe çattım,
Aşkıyla yandığım, o güzel sensin.
Seni seviyorum, diye yazarken,
O ki, gurbet ellerde, memleketine hasret,
Doğup büyüdüğü yer, kokup dursa burnunda,
Elinden bir şey gelmez, yoksulluktan ibaret,
Bazen koklamak için, bir taş saklar koynunda.
O taş doğduğu yerden, kendi memleketinden,
Kendini aydın sanan, zamanın cahilleri,
Bir araya toplanır, üretir fikirleri,
Ülkeyi baştan başa, bölmektir gayeleri,
Olmaz olsun böyle aydınlar,
Ey aydınım diye geçinen kalemin sahipleri,
Gözlerimde tüter, eski günlerim,
Bilsen aşkım, seni nasıl özledim,
Sol yanımda sevdan, çağlar gözlerim,
Her gün hayaline, daldığım sensin.
Günlük defterimi, inceleyince,
Hiç ayrılık gelir miydi aklıma,
Gidişinle bir kor, düştü bağrıma,
Sanki yıkılıyor, dünya başıma,
Hasretini çeke, çeke yoruldum.
Saçlarıma aklar, düştü günbegün,
Ruhumda bitmeyen, bir sevgin vardı
İlkbaharda güller, açarcasına,
Kalbim sade senin için atardı,
Göğsümde bir volkan, patlarcasına.
Bazan dağ başında, bir bulut gibi,
Biz bu kutsal vatanı, korumaya ant içtik,
Uzak yakın demedik, hep bir araya geldik,
Vatanı savunmayı, kutsi bir dava bildik,
İstiklalimiz için, kararımızı verdik,
......Çalsın hücum borusu,saldırsın Türk ordusu,
......Yine bir tarih yazsın,kahramanlar ordusu...
Ayrılık çiçeği, açtı gönlümde,
Giderken bir veda, bile etmedin,
Neşeden bir eser, kalmadı bende,
Giderken bir veda, bile etmedin.
Mutluluk diyordun, bu aşkın sonu,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!