Kuşatma
Kem gözler, gamlar, gönül beldesini sarınca
Endîşe okunun ucu yüreğe varınca
Nasıl sınanır kalbler, sevgiler yorgun düşer
Kuşatmanın Dağılışı
Gönül terbiyesinden geçmenin cefâsı çok
Ama safâyı bilenlerde kuşkuya yer yok
Sevgisiz kalbler darmadağınık küme küme
Mâsum
Ermek varsa yazında kendini aşka boya
Saf, temiz bir aşkla erişilir o yazıya
Samîmî olmayan yüreklerce okunamaz
Merhabâ
Bir seher vakti tanla gelen gönül merhabâ
Ne iyi etti, bize seni getirdi sabâ
Yürekleri okşayan tatlı bir meltem gibi
Merhamet Çağı
Gönül çağı merhamet çağıdır, gülsün yüzler
Sevinci tatsın yoksullar, yetimler, öksüzler
Bir kul neden sevinmesin, merhamet çağında ?
Merhameti
Rahmet yağar sonsuz rahmet deryâsından gönle
Şefkat merhamet dağıtır varlığa bilcümle
Zerreden kürreye kâinatın rûhu rahmet
Merhametin Şahîkası
Merhamet insanın göğsünü göklere açar
Yeryüzündeki her şeye güzellikler saçar
Gönül çağındadır merhametin şahîkası
Miftâh-ı Cennet Sultânım
Şükür erişti bahar, vakt-i neş'et Sultânım
Hayat neşvesi bu dem buldu kesret Sultânım
Aşkla özlemle yolunu gözler göklerle yer
Mihrâb Gazeli
Dünyâ çölde bir serâb, kısa bir ân, zamânda
Mâmurken olur harab, sönüverir bir ânda
Söner hülyâlar, düşler; kaybolur hevâ, gurûr
Mi’râc
Gönlün gökler ötesinde bir seyrânı vardır
Sevgiliyle söyleşmesi, bir hoş ânı vardır
Âşığın yeryüzünde eremediği vuslat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!