Sinene saklanmak
dizlerinde uyumak istiyorum
yorgunum, dargınım, yaşama kırgınım
anla beni
anlaşılmazım
uzlaşılmazım
dağladı yokluğun yüreğimi
hiç bir şeyi özlemedim senin kadar
hiç bir şey arzulamadım bu kadar
koca koca dağlara baş kaldırdım
Cumhuriyetin Topal Osmanı oldum isyanlarıma
yağ yağmurlarını ortak ettim sefilliğine
Beynimde özlemini, bedenimde asırladır saklanmış kokunu
Ağırlığını, aşkını, senin olmanın sorumluluğunu
Dününü, bugününü, yarınını, her yılını taşıyorum
Kahvemsin, telvemsin, kalemim, satırım, şiirim
Önünde diz çöktüğüm, kulu, kurbanı olduğum
Yorgunluğum, dinginliğim, çocukluğum, gençliğim
Sen yağlı kurşunsun bedenimde taşıdığım bugün
öyle ağır, öyle kör, öyle sinsi
ne sarmalarım, ne sarılmalarım,
ne naralarım, isyanlarım
kurtuluşum elerinde değil senin
sahi gözlerin ne renkti senin
Olanca, yığınsal gücümle
Ve kinimle, nefretimle
Tekme savurdum
Beni bir kaşık su da boğan
Karanlık, sessiz, kaypak yıllara
Verdim yalnızlığımla kol kola
Yağmurlar yağıyor Kaçkarlara
hava da ağır bir kar kokusu
yüreğim işgal atında
yüreğimin her zerresi tipiye tutulmuş
serçe kuşu gibi sığınak aramakta
sonsuzluğa yürüyorum, umutsuzluğa
Sensin çeperlerini yıkan beynimin
Yaşamın güzelliklerini seren önüme
Otel odası ıssızlığında bir yaşamdı benimki
Gurbet gecelerinin katmerlisinden
Kanıma girdin benim
Yangın yerine dönerdi oysa ki bende
Gömleğimin cebinde beni /
yüreğimin üstünde seni taşıyorum/
ben kirlenmeye/
açığım kırılmaya/
temiz kala bilsen bari çocuk sen…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!