Kapına Azrail dayanınca
Gidecek yerin kalmayınca
Ruhun bu tenden can çıkınca
İşte o zaman gerçek dünyaya
Yaptıkların birer birer sorulunca
Şu yalan dünyanın gam hanesinde
Dostlarla sınanmak zormuş öğrendim
Her acı bir başka yakar yüreği
Sabretmek büyük sırmış öğrendim
Yaradanıma açtım benliğimi
Bilmiyorum kadere hasret mi yazılmış
Ağlasam ne çare gülsem ne çare
Hayatım benim nefsim kuyumu kazmış
Ağlasam ne çare gülsem ne çare
Bütün dualarım mevlam hep sana
Kara bulutlar çöktü üstüme.
Ben yine bugün yastayım.
Kan doldu iki gözüme.
Ben yine sana yastayım.
Aldım defteri kalemi elime.
Çok akşamı sabahlara kattım.
Bir tek seni anmaktı arzularım.
Uykusuz kaldım hep sana ağladım.
Sabahlara kadar bir seni andım.
Lokman hekim gelse yaram sarılmaz.
Yaşımız yaşlanmış ne fark eder ki
Merhamet yaşlanmaz yıllar geçse de
Hayat neler anlatır bize der ki
İnsanlıklar kalır ömür bitse de
Dağılır hayatın paran malın eser
Ben bir yetim kulum bu dünyada.
Sultanım yok benim yanım da.
Bir şey istemem ben yalan dünyada.
Götürün tek beni onun yanına.
Anam babam her şeyim benim.
Sevdasına sürgün çektim.
Gözlerimden kan damladı.
Mekke, Medine'yi çok özledim.
Kalbim ruhumu orda bıraktı.
Arafat'ı rüyamda gördüm.
Ey! büyük Sultanım özlüyorum seni.
Ne zaman çağıracaksın bu ümmetini.
Çok görme benim bu hasretimi.
Al beni Allah'ım özledim Efendim'i.
Bu dünya kapkaranlık zifiri gibi.
Kokun olmazsa dört bir yanımda.
Bunalırım bu iki kapılı handa.
Ne olur bırakma beni cihanda.
Ölürüm ben nurun yanımda olmazsa.
Rüyalarıma gel çiçek açsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!