Karşıda Malatya yolu var
Yamacında şarı var
Kayabaşı’ndan sular akar
Bünyan İnsanın ruhunu okşar
Kayabaşı’nın mağaraları
Pınarbaşı’nın suyuyum ben
Koramaz’ın eriyen karıyım
Dağ koyaklarının sökün suyuyum
Bünyan’ın sesiyim ben
Ballığın, Erikliğin kekiğiyim ben
Yetmiş iki senem geçti Bünyan’ın yollarında
Acılarımı tatlılar mı kattım gözyaşıma
Gençliğimi düşünüyorum sitemim yıllara
Şimdi elimde baston geziyorum Bünyan’da
Gül, sümbül, menekşe açmış her yerinde
Yükseklerde mağrur başın Bünyan’ım
Nerene baksam bin bir çeşit mağaraların
Belli ki yurt yuvası olmuşsun atalarımın
Tarihe şan veriyorsun Kayabaşı
Halılarınla dünya pazarında ünlendin
Bünyan yaslanmış yamaca
Kayabaşı’nı çekmiş kucağına
Mahalleri dört bir yanına
Bünyan’da yaşayan vezir ile paşa
Varırız mahalle dükkânlarına
Yaşı yavaş yavaş yetmişe varmış
Suratı kırış kırış saçı sakalı ağarmış
Azrail’le tam sürat ediyor yarış
Bay Seydioğlan, vah Seydioğlan
Sarımsaklı pilava çalıyor kaşığı
Sabah olmadan güneşi görürüm
Salını salını caddelerinde yürürüm
Mutlu olan ayak seslerini duyarım
Bünyan’ım senin için çarpıyor yüreğim
Kuru yaprak rüzgar önünde savrulur
Bünyan Senin vatanın olsun
Tarlada, ızgın, burçak yolunsun
Doru at, kısrak atın olsun
Eğer tarlalar ekildiyse
Bünyan senin vatanın olsun
Çipilli’den gelir içme suyumuz
Baş çeşmede akar buz gibi suyumuz
Besmele ile içer Yarabbi şükür deriz
Çipilli’den gelir buz gibi suyumuz
Çeşmelerden su buz gibi akar
Çocukluğumuzun izleri kaldı
Gençliğimizin anıları vardı
Daracık sokaklar caddeye açıldı
Mahalle çeşmesinde güğümler tıkırdardı
Sabah ezanı uyandırır insanları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!