Şair Nabi ve İslami Edep Muhammedi Terbi ...

Nihat Gülle
613

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Şair Nabi ve İslami Edep Muhammedi Terbiye*****

Sakın Terk-i Edebden kuy u Mahbubu Hüda dır bu
Makam ı Mustafa dır nazargah ı Hüda dır bu

Osmanlı Divan şairlerimizden Nâbî 17. asırda yaşamıştır. Aslen Urfalıdır. Peygamberler şehri Urfa’nın manevi ikliminde iyi bir eğitim alan Nâbî, çocukluk ve ilk gençlik yıllarından sonra İstanbul’a göçmüştür. Tasavvuf terbiyesi de görmüş olan Peygamber âşığı Nâbî, padişah IV. Mehmed döneminde Hacca gitmek üzere bir kısım devlet erkanıyla birlikte yola çıkar. Kafile Medine-i Münevvereye yaklaşmıştır. Vakit gecedir. Rasulüllah (s.a.v) Efendimiz’e bir an önce ulaşma özlemiyle Nâbî’nin gözüne uyku girmemiştir. Fakat kafiledeki bir devlet adamı, hem de ayaklarını kıbleye doğru uzatmış, uyumaktadır. Hz.Peygamber (s.a.v) ’in beldesinde, edebe aykırı böyle bir gaflet hâlini bir türlü hazmedemeyen ve çok üzülen Nâbî, içinden gelen bir ilhamla aşağıdaki kasideyi söyler:

Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu
Nazargâh-i ilâhidir,Makam-ı Mustafâ’dır bu,
Sakın edebi terk etme.
Felekde mâh-i nev, Bâbüsselâm’ın sîne-çâkıdır
Bunun kandili Cevzâ, matla’-i ziyâdır
Habib-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazilette
Tefevvuk-kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ’dır bu.

Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i adem zâil
Amâdan açdı mevcûdât düş ceşmin tûtiyâdır bu.
Muraât-ı edep şartıyla gir Nâbî bu dergâha
Metâf-ı Kudsiyandır cilvegâh-ı enbiyâdır bu Ey Nâbî

(Burası Allah’ın sevgilisinin beldesidir.
Cenâb-ı Hakk’ın nazar buyurduğu, Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v) ’nın makamı, Ravza-i Nebî’dir
Bu Gökteki yeni ay, Bâbüsselâm kapısının yüreği yanık aşığıdır.
Ayın kandili Cevzâ yıldızı bile ışığının nurunu ondan almaktadır.
Burası, Allah (c.c) ’ın sevgilisinin ebedî istirahatgâhının, türbesinin bulunduğu yerdir ve fazilet bakımından Cenâb-ı Hakk’ın arşının bile üstündedir.
Bu toprağın ziyâsından, yokluğun karanlıkları ortadan kalktı. Bütün yaratılmışların görmeyen gözleri açıldı, çünkü bu toprak, gözlere şifa veren sürmedir.
Bu dergaha edep ölçülerini gözeterek gir; çünkü burası meleklerin tavaf ettiği ve Peygamberlerin tecelli ettiği bir yerdir.)
Nâbî bu şiiri yolda yazar. Kafile şafak vakti Medine-i Münevvere’ye girmektedir. Ravza-i Mutahhara’ınn minarelerinden sabah ezanı okunmaktadır. Müezzin, ezanın ardından Türkçe bir kaside okumaya başlar.Nâbî, dikkat eder, okunan kendi şiiridir. Hemen minarenin kapısına koşar.Müezzine; Allah aşkına, okuduğun bu kasideyi nerden öğrendin, der. Müezzin şöyle cevap verir:
“Bu gece rüyamda Efendimiz (s.a.v) ’i gördüm, bana dedi ki: Ümmetimden Nâbî adında bir şair, benim hakkımda şu kasideyi yazdı, hoşuma gittiği için bunu okumanı arzu ediyorum. Ben de rüyamda Efendimizden öğrendiğim beyitleri aynen okudum”.
Nâbî, sevincinden oracığa bayılıp düşer. O, bu iltifata, Rasulüllah Efendimiz’e duyduğu edep ve muhabbetten dolayı nâil olmuştur.
Hz.Mevlânâ’ya göre edep, insanın bedenindeki ruhtur, enbiyâ ve evliyânın göz ve gönül nurudur, şeytanın katilidir, insanla hayvanı birbirinden ayıran en önemli vasıftır.
“Edep bir tâc imiş nûr-i Hüdâdan
Giy ol tâcı, emin ol her belâdan
Allah ve Rasulüne yükselen merdivenin basamakları, ancak edeple çıkılır”

şiirin açıklaması

Sakın terk–i edepten, kuy–i mahbub–ı Huda’dır bu
Nazargâh–ı ilahidir, Makam–ı Mustafa’dır bu.

“Edebi terketmekten sakın. Zira burası ALLAH–u Teala’nın sevgilisi olan Peygamber Efendimizin (sav) bulunduğu yerdir. Bu yer, Hak Teala’nın nazar evi, Resul–i Ekrem’in makamıdır.”

Habib–i Kibriya’nın hâb–gâhıdır faziletde
Tefevvuk–kerde–i arş–i cenab–ı kibriyadır bu.

“Burası Cenab–ı Hakk’ın sevgilisinin istirahat ettikleri yerdir. Fazilet yönünden düşünülürse, ALLAH Teala’nın arşının en üstündedir.”

Bu hâkin pertevinden oldu deycur–i adem zâil.
İmâdın açdı mevcudat dü çeşmin tütiyadır bu.

“Bu mukaddes yerin mübarek toprağının parlaklığından, yokluk karanlıkları sona erdi. Yaradılmışlar iki gözünü körlükten açtı. Zira burası kör gözlere şifa veren sürmedir.”

Bunun mâh–ı nev Bab–üs selâmın sine–i çâkidir.
Bunun kandili cevza matlanur–i ziyadır bu.

“Gökyüzündeki yeni ay, O’nun kapısının yüreği yaralı aşığıdır. Gökyüzündeki oğlak yıldızı bile o Peygamberin nurundan doğmaktaktadır.”

Muraa–ı edeb şartıyla gir Nâbi bu dergâha
Mutâf–ı kudsiyadır bûse–gâh–ı enbiyadırı bu.

“Ey Nabi! Bu dergaha, edebin şartlarına riayet ederek gir. Zira burası, büyük meleklerin etrafında pervane olduğu ve Peygamberlerin hürmetine eğilerek öptüğü tavaf yeridir.

Nihat Gülle
Kayıt Tarihi : 2.9.2010 23:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sakın Terk-i Edebden Osmanlı Divan şairlerimizden Nâbî 17. asırda yaşamıştır. Aslen Urfalıdır. Peygamberler şehri Urfa’nın manevi ikliminde iyi bir eğitim alan Nâbî, çocukluk ve ilk gençlik yıllarından sonra İstanbul’a göçmüştür. Tasavvuf terbiyesi de görmüş olan Peygamber âşığı Nâbî, padişah IV. Mehmed döneminde Hacca gitmek üzere bir kısım devlet erkanıyla birlikte yola çıkar. Kafile Medine-i Münevvereye yaklaşmıştır. Vakit gecedir. Rasulüllah (s.a.v) Efendimiz’e bir an önce ulaşma özlemiyle Nâbî’nin gözüne uyku girmemiştir. Fakat kafiledeki bir devlet adamı, hem de ayaklarını kıbleye doğru uzatmış, uyumaktadır. Hz.Peygamber (s.a.v) ’in beldesinde, edebe aykırı böyle bir gaflet hâlini bir türlü hazmedemeyen ve çok üzülen Nâbî, içinden gelen bir ilhamla aşağıdaki kasideyi söyler: Sakın terk-i edebden kûy-ı Mahbûb-i Hudâ’dır bu Nazargâh-i ilâhidir, Makam-ı Mustafâ’dır bu, Sakın edebi terk etme. Felekde mâh-i nev, Bâbüsselâm’ın sîne-çâkıdır Bunun kandili Cevzâ, matla’-i ziyâdır Habib-i Kibriyâ’nın hâbgâhıdır fazilette Tefevvuk-kerde-i Arş-ı Cenâb-ı Kibriyâ’dır bu. Bu hâkin pertevinden oldu deycûr-i adem zâil Amâdan açdı mevcûdât düş ceşmin tûtiyâdır bu. Muraât-ı edep şartıyla gir Nâbî bu dergâha Metâf-ı Kudsiyandır cilvegâh-ı enbiyâdır bu Ey Nâbî (Burası Allah’ın sevgilisinin beldesidir. Cenâb-ı Hakk’ın nazar buyurduğu, Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v) ’nın makamı, Ravza-i Nebî’dir Bu Gökteki yeni ay, Bâbüsselâm kapısının yüreği yanık aşığıdır. Ayın kandili Cevzâ yıldızı bile ışığının nurunu ondan almaktadır. Burası, Allah (c.c) ’ın sevgilisinin ebedî istirahatgâhının, türbesinin bulunduğu yerdir ve fazilet bakımından Cenâb-ı Hakk’ın arşının bile üstündedir. Bu toprağın ziyâsından, yokluğun karanlıkları ortadan kalktı. Bütün yaratılmışların görmeyen gözleri açıldı, çünkü bu toprak, gözlere şifa veren sürmedir. Bu dergaha edep ölçülerini gözeterek gir; çünkü burası meleklerin tavaf ettiği ve Peygamberlerin tecelli ettiği bir yerdir.) Nâbî bu şiiri yolda yazar. Kafile şafak vakti Medine-i Münevvere’ye girmektedir. Ravza-i Mutahhara’ınn minarelerinden sabah ezanı okunmaktadır. Müezzin, ezanın ardından Türkçe bir kaside okumaya başlar.Nâbî, dikkat eder, okunan kendi şiiridir. Hemen minarenin kapısına koşar.Müezzine; Allah aşkına, okuduğun bu kasideyi nerden öğrendin, der. Müezzin şöyle cevap verir: “Bu gece rüyamda Efendimiz (s.a.v) ’i gördüm, bana dedi ki: Ümmetimden Nâbî adında bir şair, benim hakkımda şu kasideyi yazdı, hoşuma gittiği için bunu okumanı arzu ediyorum. Ben de rüyamda Efendimizden öğrendiğim beyitleri aynen okudum”. Nâbî, sevincinden oracığa bayılıp düşer. O, bu iltifata, Rasulüllah Efendimiz’e duyduğu edep ve muhabbetten dolayı nâil olmuştur. Hz.Mevlânâ’ya göre edep, insanın bedenindeki ruhtur, enbiyâ ve evliyânın göz ve gönül nurudur, şeytanın katilidir, insanla hayvanı birbirinden ayıran en önemli vasıftır. “Edep bir tâc imiş nûr-i Hüdâdan Giy ol tâcı, emin ol her belâdan Allah ve Rasulüne yükselen merdivenin basamakları, ancak edeple çıkılır” ŞAİR NABİ BİYOĞRAFİSİ (Rahmetullahi Aleyh) Osmanlı şâiri ve velî. İsmi Yûsuf'dur. Nâbî evliyâlar ve enbiyâlar şehri olarak bilinen Rûha (Urfa) da 1642 (H.1052) senesinde doğdu. 1712 (H.1124) senesi Rebî'ül-evvel ayının üçünde Cumartesi günü vefât etti. Üsküdar'daki Karacaahmed kabristanlığına defnedildi. Kabri Sultan İkinci Mahmûd ve Sultan İkinci Abdülhamîd Hân devirlerinde tâmir edildi. RAVZA İ MUTAHHARİYE =RAVZA İ NEBİ- Burası Allah ın sevgilisinin beldesidir. Cenab-ı Hakkın nazar buyurduğu Ravza-i Nebidir. Bu gökteki yeni ay babusselam kapısının yüreği yanık aşığıdır. Ayın kandili cevza yıldızı bile ışığının nurunu ondan almaktadır. Burası (cc) sevgilisinin ebedi istirahat gahının türbesinin bulunduğu yerdir. Ve fazilet bakımından Cenab-ı Hakkın arşının bile üstündedir.Bu toprağın ziyasından yokluğun karanlıkları ortadan kalktı bütün yaratılmışların görmeyen gözleri açıldı. Çünkü bu toprak gözlere şifa veren sürmedir. Bu dergaha edep ölçülerini gözeterek gir. Çünkü burası meleklerin tavaf ettiği ve peygamberlerin tecelli ettiği bir yerdir şefaati Muhammediye ye nail eylesin bizleri Cenab ı Mevla Amin

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Gülle