Saat öğlen 12; kuzeyden rüzgar hala acımasızca esiyor, saçlarım darmadağın
Sanki senin bugün gittiğini bilircesine, sanki üşümediğimi bilmezcesine
Senin gidişinin ilk günü, tüm duyularım organlarım hissiz
Bu kış günü ne boğazdan esen rüzgarın soğukluğu üşütüyor beni
Nede siste gemisini karaya oturtmamak için düdüğünü çalan kaptanın feryadı
Bu gün ormanın yağmurla bezendiği kokuyu da almıyor burnum
Önce güneş kaybolmaya başladı, deniz coştu martılar sustu,
Kara bulutlar yoğunlaştı hızlıca geldi güneşi yuttu,
Kader denilen ince ama çok acı çizgi yüz hatları ile buluştu
İşte başladı yağmur denen rahmet, gökyüzü ile gözler de coştu
Ağla utanma dostum ağla sana başka şans kalmadı ki
Hayata dair attığın her zar geldiyse hep yek senin suçun yok
Kapılar aralandı..
Gün ışığı görmeyen yüreğime..
Soluk bir günün akşamında
Kuş sesleri işitiyorum,
Tomurcuğuna yeni yağmur
Düşmüş çiçeklerin.
Seni anlatmak yeni doğmuş bir bebeğe isim koymak kadar zor...
Sevgiyi sepete doldurmak, yağmur suyuyla bir nehir akıtmak kadar zor...
Seni tanımak önce kendi bedenimi tanımak, ardından seni tanıyabilmekti.
İnsan kendini tanımadan nasıl seni tanıyabilirdi.
Seni anlatmak çok zor..
Sözlükte eksik bırakılmış, tarif edilmemiş, adı konmamış tüm kelimeler sendin
Kimselere söylemeden gizli gizli severdim seni,
Bahçeleri dikenli telle ayrılmış komşuya benzerdik
Ellerimi birleştirmek isterdim istemesine ellerinle
Ama birleştiremezdim korkardım kanardı
Gözlerine bakmaya da korkardım suçmuş gibi,
Hep uzaktan izlerdim cam kenarında dönüş saatini beklerken
Hatırlarsın o günü...
ayrılık yağmur indirmişti kente.
Sanki yetişecek bir yerin varmış gibi
aceleye geldi firarın...
ne kadar da telaşlaydın
yavaşça olsaydı gidişin keşke
ne zaman baksam yüzüne mevsimler değişir
bazen çiçek olur açarsın bazen de bir yağmur boşanır gözlerinden durduramazsın..sırılsıklam edersin tüm hayallerimi hele bir de kış geldi mi yüzüne
donarım soğuk bakışlarında anlayamazsın...
ne zaman baksam yüzüne mevsimler değişir
ama en çok sonbahar yakışır sana..
Bir gece kopan fırtına ile ayrılacağım bu diyarlardan
Hiç istenmese de o sıcak yataktan kalkıp düşeceğim yollara
Yağan yağmur gözlerimde olsa da gideceğim tıpkı doğan güneşin battığı gibi
Sevdalar yaşanır ve biter deseler de ben sevdamı kalbime gömeceğim
Onun aşkını her gün biraz daha büyüteceğim ektiğim kalp fidanlığımda
En verimli suyla gözyaşı pınarlarımla sulayacak kor ateşi ile ısıtacağım
Evet gidiyorum bu sefer kararım kesin, ne gözlerimdeki yaş engel olabilecek,
Ne de gitmemekte direnen ayaklarım...
Sana ve sevdama dair yalnızca bir şiir, bir mektup yazıyorum
Okunup okunmayacağı meçhul ardımdan,
Ve birde tükenmeyen sevdamı...............
Bilmiyorum okunmayacak belki de bu şiir ya da mektup,
Durdu beynim kalbim atmıyor artık
Nabza bakıyorum, yok artık onda da bir ses
Gözler fersiz sönmüş çakmıyor çakmak gibi
Kalbim kararsız atıp atmamakta
Ellerim işlemiyor dilim susmuş
Dudaklarım artık yanlamasına genişlemeyi unutmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!