Öyle
erken akşam düşmez bakışlarına,
bakışları zindanken de
alaca seher öper yanağını şair'in karısı.
Ellerini ayan uzatmaz
hayasız acılara,
ilmik ilmik de olsa,
sabır dokur namerdin tezgahında.
Anadır,
hiç çocuğu olmasa da
yörüktür
mekanı köşk olsa da
mazlumdur,
seyfi gibi asi dursa da.
Şöyle girdimi koluna,
'engin dağları ben yarattım'diyesi,
şöyle sardımı belini
dünyadan göçesi,
bir ömür olmalı şair'in karısı.
Aç düştüğün sofrana,
Açsa da,garipliği,sefilliği,
aşa gönlünü katmış,
katığı nezih olmalı.
Yüzüne çarptı mı gözleri,
dipsiz düşmeli destanlara şair,
mendilinde teselli,
ellerinde ecelin olmalı.
Dinine
imanına kadar,
ateş kesmişse bedeni
buzdan nefrete
ve dizelerinde adı,
tek bir çatı gibi
bütünleştiyse ömürle.
Odur işte şair'in karısı,
ikiye böldüğün
her şeyin yarısı...
Kayıt Tarihi : 26.6.2008 14:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yusuf Kenan Çetinkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/26/sair-in-karisi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!