Şah İsmail
Bağlamış yüreğine
Atının dizginini
Ocak külün tanelerinde
Almış Gülüzar kokusu
Düşmüş arı gibi izine
Bir yirmi üç mayıs ikindisinde
Bir bakışın hercai kokun
Küllenen sevdamı ateşledi
Düştüm
Adsız sonsuz bir sevdaya
En son
Güz sarısı özlemler içinde
Göçmen kuşların kanadı
Değdi bu kentin bulutlarına
Güz ortasında
Bakır rengi yapraklar düşer
Anıların yıkım bahçesine
Gözlerindeki gizli tebessüm yüreğimi ateşliyor
Sokak başında doğuşun içime neşe veriyor.
Güneşlerde geçmiş kirpiklerin hayalimi tarıyor
Her günüm böyle başlıyor
Beş bin yedi yüz altmış beş sokağında
Kiminin saçı
Kiminin teni sarı
Kiminin gözleri
Kiminin gökleri mavi
Mavi atlasta süzüle süzüle
Bir kumru kondu gönül pencereme
Aldım elime usul usul kokladım
Aşkın gençliğini yeniden yaşadım
Kül rengi tüyleri vardı ışıl ışıldı
Sokağın başında rastladım bir kuğuya
Sevdalandı gönlüm bulutlara uçtu
Halden hale düştüm renkten renge geçtim
Şimdi zamansız azan gönlümü
Hangi kuşun kalbine bağlasam
Ömrüm gökyüzü penceresindeki durakta
Dün kalbimi kaybettim bu durakta
Sevdim keder topladı göz bulutlarım
Saçları rüzgara edası değdi kalbime
İsa Tanrı’ya vardı
Musa Turdağı’na erdi
Buda Hindistan’a yandı
Oldun hürriyet güneşi
Kaldın Anadolu göklerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!