Sus! !
Mühret dudaklarını,
Dökülmesin sakın dudaklarından.
Duymak istemediğim o iki hece.
Yalnızca kulak ver yüreğimin sesini dinle.
Yıllarca gökyüzüne nakşetmişim resmini.
Zemherinin ayazı kavururken ortalığı
Gökkubbenin dibi delinmişcesine,
Yas tutyordu semalar.
Tam köşede duran,
İsli sokak lambası yalnız değildi bu gece.
Elinde telleri kırık,kırmızı bir şemsiye
Ne ettimse sönmedi, şu yürekte yanan kor.
Müsadenle ben sana,misafirim akşamcı.
Ne yüzüme bak benim, ne de bir derdimi sor.
Yerim yoksa evin de,gelmedim say akşamcı.
Hani kadehler nerde,söyle de getireyim.
// Hangi ölüm var ki ayrılıktan beter olsun
Hangi güneş var ki bir gün olsun doğmayı unutsun//
Bir sehar vakti müezzinin ilahi nidalarına karışıpta
Gelirsem kapına.
Bir yabancı gibi bakarsan solgun çehreme
Kapına gelmişim bir gece vakti,
Sıcak bir tas çorban var mıdır hancı.?
Başını kaldırıp bakmazsın belli.
He demek bu kadar zor mudur hancı?
Sefil gördün diye berduş belleme.
Birtaban birtavan yapar duygular,
Sen altın borsası gibisin yarim.
Medcezirlerde yol alır sorgular.
Çözülmez bilmece gibisin yarim...
Derinden seversin bildiremezsin.
Ben çoktan kaybettim,
Aşka olan inancımı.
Sildim attım,
Aynaya aks eden süretini.
Aşkmış
Sevdaymış
BİR ŞAFAK VAKTİ
Hasretin bir oktur döşümü deler
Seni sevmek bana ölümden beter
Aşkından olmuşum garip derbeder
..................Bir şafak vaktinde çık gel sevdiğim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!