Safiye Samyeli
Hadi gel!
Bir çizik çek üstüne,
Bırak bizi üzen her ne varsa mazi de kalsın.
Sanmayın ki sultanım saraylarda yaşarım
Kerpiçten evi olan köylünün çocuğuyum
Kırk yıldır soyadını gurur ile taşırım
Serveti sevi olan köylünün çocuğuyum
Ekim ayı gelince toprağa tohum eken
HEP BAHAR KOKSUN DUDAKLARIN
/ Adını her zikirde
içimdeki ateş, yeniden harlanıyor gece gözünden /
Bitsin artık bu hasret.
İlk defa ağladım bu gece,
Bir hüzün bulutu oldu acımasızca
Üzerime yağdı gece.
Baktığım her yerde senin hayalin,
Aldığım her nefeste senin kokun vardı.
Bin parçaya bölündü zavallı yüreğim,
Güneş tan yerinden ağarıp,
Bir daha doğmayacak belkide gönül yurduma.
Serzenişlerim uçurumda kalmış sevdamın,
Son çırpınışları,
Belkide yorğun yüreğimin son haykırışları olacak.
Hadi damıt aşkın zehrini,
Aşk çölünde gezmeyi çok görme sakın bana.
Rahmetini ömrümden esirgeme Leylifer!
Gönül pınarlarımdan berrak aşk sundum sana.
Ziyan edip sevdamı dökme sakın Leylifer!
Gönül senin yurdundur, gel gül oyna içimde.
Kalemim uzundur sanma ki minik.
Defterden bir sor neler gizliyor.
Duygular nağmeye deme ki yenik.
Notalar imrenip seni izliyor...
Bu nasıl sazdır nasıl tezene.
Sen
Her geçen gün,
Bir kulaç daha ırarken benden.
Ben mıh gibi çakılmış,
Hala bıraktığın yerdeydim.
Yediğim şiir,
Ay ışığıyla doğdum, senin gönül kıyına.
Nasıl titredi içim, anlatsam bilemezsin.
Gözü kapalı ittin, sevda denen kuyuna.
İstesen de oradan,tutupta çekemezsin...
Hedef tahtası yaptın,şu zavallı bağrımı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!