ben severken sen
sevdalı halin hani
terbiye etti beni seni
bir lokma ekmek dliimi
gönlüm kırık, yüzüm asık
kafan karışık ruhun dağınık
güvenme kimselere
derlerdi inanmazdım gençliğine güvenme diyenlere
inanmaz aldırmazdım
yaşlı ninemin sözlerine
güler geçerdim o zaman ben
yıllar gelip geçerken
Sesi şakımalı
Gülüşü yakışmalı
Eşarp da takmalı
Yazma da bağlamalı
Başını açtımı kimse karışmamalı
Kadın dediğin
İSTANBUL SANA DÖNDÜM
Ah hasretim İstanbul ah...
Senden uzakta kalınca seninle sevişen benleri
Anladım, öğrendim senin hasretinde
Dengini aradım başka başka şehirlerde...
Bulamadım ruhuna eş şu yeryüzünde
ben kadın insanım cinslerim hem cinslerim
onun için bana bir tek gün yetmez
ben ki tarla da çapa daki işçi, evlerin dirliği
anneniz, eşiniz ve herşeyiniz isem sizin
bana bir tek gün armağınını istemem sizden
dünyanın var oluşuyla Adem Peygamberin yanında
Beni sevdiğini söylüyorsun
Kendi gönlünde geziniyorsun
Yüzümü görmeden hayalimle mi
Aklımdasın, fikrimdesin diyorsun
Ben ne haldeyim bilmeden
Aşk denen duyguyu yermeden
SORUYORUM
Memleketim neden pahalı?
Niçin çocuklar aç...
Nerede insan hakları?
Hadi oradan söyletmeyin beni
Kızlar, kadınlar avınız mı sizin
kararan gün için
sevgi ile barış için
çocuklar için
ümit topladım
gönül sesine
geçit verene
zikir fikirle yol alınca
gönlüm daralınca
yüzüm asılınca
içimde dem vuran
fırtına öncesi duran
yol bakan, yol soran
Eksik kalmış bir şeyler var bende
Neden niçin diye sordum kendime
Yarım kalmışlıklar düştü peşime
Neler neler hecelediler günlüğüme
Sevdadan yana kademsiz
Aşktan yana nasipsiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!