Adem’le Havva’ya uzanan yolda,
Mecnun’la Kerem’e mirası düşün;
Dağları yaracak sevgiyle dol da,
Derdini dökmeyen ahrazı düşün.
Gecelerin mahmurluğu uzanır;
Gündüzlerin aydınlığı az tanır.
Tüm günlerin hasretliği kazanır;
Yol açılsın, engel kalksın, gelirim.
Yürek yanmış, için için çürürüm;
El alemin tasasını, gamını
Çeke çeke usanmışım gardaşım.
Bu hayatın hep bir yaman yanını,
Çeke çeke usanmışım gardaşım.
Mühürleri söker, fermanı bozar,
Kaderi alnıma alevle yazar...
Sinsi sinsi hissettirmez de azar,
Hislerimi tek tek tarar geceler.
Asırlara bedel ömrümde uzar,
Biz kenarda dursak konuşsa gözler,
Diller suskun kalsa kırmasa sözler,
Uzak durmak yazık, özleyen özler,
Gözler bilir, gözler anlar hal böyle.
Zaman çözer, zaman bulur bir çare,
Gözlerin sunardı çiçekleri,
Pırıltısında ıslanırdım yakamozların;
Islak bakışlarında durulurdu dünyam;
Çiçekler çiçek açardı, güller gülerdi;
Leylaklar diz çökerdi boyun burarak;
Uğrun uğrun bakışında göz izi,
Bırakmışsın yüreğimde duruyor.
Bir alın yazısı, bilinmez gizi,
Merak edip benliğime soruyor.
Mısra mısra, kıta kıta
Gözlerin üstüme gelir
Şiir şiir, dörtlük dörtlük
Gözlerin can can kesilir
Ummana uzanan gizdir
Halimi anlamaya, halden anlar hal getir.
Beni benden almıştın, beni bana al getir.
Anlamamazlıktan gelme, halime bak anlarsın;
Çiçek sunma istersen, tutunacak dal getir.
Çankırı-03.02.2008
Bulup gelmiş yapısını
Açıp girmiş kapısını,
İşgal etmiş hepisini,
Gönülde sır saklanıyor.
Sevgiden bir yumak örmüş,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!