Çankırı’da Nostalji
Karanlık ölürdü sohbetin damarında;
Gece korkmazdı; yanında biz vardık.
Duymazdık gecenin sessiz sesiz sızlanışını;
Dost meclislerinde anı yaşardık.
Bir şiir yaz haydi!
Acıları anlatsın ikimizin adına!
İkimizin adına yüklensin yüreksizlere;
İkimizi anlatsın, bilinmeyen zamanlara
Uzansın aşkımızın ardından.
Akıl almaz, yürek yetmez, söz yetmez,
Öyle ağır bir yük biner öz yetmez,
Bakışlara kapılırsın göz yetmez,
Alır benden beni sevdaya salar.
Özünde sevgiyi beslersin ama
Buram buram gözlerimde tütersin,
Hasretliğe, gurbetliğe yetersin,
Çakmak çakmak gözlerimde yatarsın,
Şu perişan halim anlatır beni.
Sevincim kahırdan çiçekler açtı,
Babamın Gözleri Konuşmuş
Bir masal çağı yaşamışım;
Benimle birlikte bir dünya doğmuş.
Yer gök kudurmuş bir kış gününde;
Puslu bir havada; çandılar gazel okumuş;
Bozkır Dağları’nda kurumuş bağrın,
Kızılırmak ile çözülmüş ağrın,
Kapılar açıktır, misafir çağrın,
Hürmetine sunar aşın Çankırı’m.
Gözlerimizden silinmeyecektir güneşler
Kelebekler uçacaktır gülümseyen çiçeklerde
Bir koşuşturmadır gidecek dallarda,
Yaprakların şavkı yansıyacaktır
Ormandaki kadar gür
Doğuştan ağlamışız derler ya hani,
Hep günlere yüklerler ya acıları,
Gel – gitleri vardır ya hayatın;
Fırtına gibi,
Şimşek gibi.
.........................Nuri Erkenci’ye
Zirve bırakmadın basıp geçmedik
Zirvelere zirve oldun be Nuri’m.
Dağ tepe koymadın bir bir geçmedik
Aradın da buldun tek tek be Nuri’m.
Kirpiğin üstüne dökülen kaştım;
Badireler gördüm, engeller aştım;
Baharda aldandım kışımda şaştım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!