Ben Kelkit vadisiyim, sıralı yamaçların,
Bereketli toprakların; bir uzun havzası
Bir yanda Sakarat, bir yanda Boğalı adım
İşte ben senim; sende ki ben Ademin oğlu
Sana verdiğim binbir nimetleri mi düşün
Bunca zaman nasıl geçti
Çözemedim seni ömrüm
Sel misali akıp gittin
Tutamadım seni ömrüm
Bazen mevsim bir baharsın
Bir İstanbul akşamında
Yürüyorum sonsuzluğa
Şehir ıssız ben yabancı
Tut elimden durdur yârim
Gel gözleri elâ yârim
Üç günlük dünyada, üç nefes ömür
Bir gitti, bir an da, geleni bilmem
Faydası varmıdır; cahile sözün
Söz bitti, laf bitti, kelamı bilmem
Bakma genç yaşıma kar boran kışım
Sende beni sende beni
Unutma sende ki beni
Yağmur yüklü bulut gibi
Ağlatma sende ki beni
Bir sende ki ben olayım
Ben bana yetmez bir zamandayım,
Uzak dur benden, uzak dur gülüm.
Ölüm kol geziyor, şol tenimde,
Uzak dur benden, uzak dur gülüm.
Taramaz elim kendi saçımı,
Doğmadı bahtımın, kara güneşi
Vuslata ermeden, yitirdim seni
Elim değmedi ki; zülfü kâh küle
Taramadan saçın, yitirdim seni
Sanki şimal yıldız, ahu gözlerin
Bugün de aldık, ervahta yazılan kaderden,
Her ne hikmetse payımıza düşeni.
Kimi gülistana düştü,
Kimi bahara zemheri.
İmtihan dı, nasip di
Aha geldik gidiyoruz
Kahr-u büyük yalan dünya
Ne verdinse doymuyoruz
Arz-u büyük yalan dünya
Yedi kattır, yedi sema
Geçmişim karanlık mazide duran
Her gülüş bir sille yüzüme vuran
Görmedim kimse yi halimi soran
Ya Rab! Bu kulunu mahsun ettiler.
Saymadım, kaç kapı yüzüme döndü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!