Soran olursa eski kaderden
Kırıldı kadeh kan aktı dersin
Gönül sarhoşu yıkılsa dertten
Sebebi yalnız sevdan bilesin
Yine tutuşturdum eski külleri,
Umutları bir bir yaktım bu gece,
Ayrılıktan gelip giden yelleri,
Küllerle süsleyip saçtım bu gece.
Siyah ufukları izledim durdum,
Halbuki söz verdi neden gelmedi,
Ne bir mektup nede haber vermedi,
Görmüyor mu zaman bitip tükendi,
Unuttu mu yoksa neden gelmedi.
Bilmedi mi oysa bendeki ruhu,
Sahipsiz kalmış kaldırımlar bekçisi.
Kurak geçen kışların çaresizler elçisi.
Hanı yıkık yolların vazgeçilmez yolcusu.
İşlenmedik günahı sırtlayandır dilenci.
Meçhuller sarayının merhametli sultanı.
Bilseydin düştüğüm yaman halleri.
Dağı deler taşı deler gelirdin
Bilseydin düştüğüm kurak çölleri
Bin düvelden abu hayat getirirdin
Ne yamanmış sevdanın kor ateşi
Ah beyhude ben/siz yaşarken
son defa kal dedim, daha vakit erken
varlığınla yokluğun aynı şey derken
iyi anlamıştın meçhule giderken
Ah beyhude sen/siz yaşarken
Nuru aynına vurgun perişan oldu ömrüm.
Azametinden durgun sana metfundur gönlüm.
Zaman tükendi sanki beni makbere gömün.
İsimsiz kabristanlar senden sonraki yerim.
Rüyalarımda medyun gerçekte esirinim.
Esrarına müptela gölgene pervaneyim.
Dur! Yıkık dökük umutların hatrına.
İki kelam edelim birkaç sabahlığına.
Derde dert koyalım doğan gün ışığında.
Dökülsün damla damla anıların hatrına.
Gönülden yaralanır kederlenir hep yürek.
Karlı dağ misaliyim
Bir yanım buz tutar
Bir yanda güneş açar
Oysa hep bahardı düşlediğim
Dört yanda esse ılık rüzgar
Ne güzel olurdu
Neyimle övüneyim kara toprağım
Ezan geçer basan geçer kibir neyime
Son bahar ağacının düşer yaprağı
Kir yağar pas tutar gurur neyime
Adımların izi kalır yanık bağrımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!