Sabahın İlk Fısıltısı

Huban Asena Özkan
333

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Sabahın İlk Fısıltısı

Sabah, bir mendil gibi iner gözkapaklarıma,
Rüzgâr taşır kokusunu, sulca dokunur tenime,
Bir eski umudun solmuş ipliği.
Her ilmek bir özlem, her düğüm bir sevdanın buruk hecesi.
Yırtık bir defterin sayfalarında başlar her yeni gün,
Satırları silinmiş bir eski yemin,
Kalbim fısıldar usulca, “Hâlâ bir umut var, saklı içinde.”
Pencerede bir damla, geceyi anlatır, buğusuyla süzülerek,
Adımlarım taşlara dokunur, bir şarkının solmuş nakaratı gibi.
Gün ışığı iner, bir kağıt gibi kıvrılmış hayalleri örterek,
Kalkarım, aynada gözlerimle selamlaşırım usulca,
Ve ben, sabahın ilk nefesiyle başlarım yeniden

Bir fincan, dumanında saklı bir eski anının gölgesi,
Her yudum bir yara, her yara bir sevdanın sessiz öyküsü.
Martılar kanatlarında taşır, bir özlemin tuzlu nefesini,
Bir dalga gibi süzülür,
Deniz fısıldar kalbin kuytularına bir eski gerçeği.
Sokaklar uyanır, taşlarında bir gülüşün kırık izleri,
Kalbimde bir nehir, çağlar, asi bir hevesle.
Sabah, bir şal gibi sarar yorgunluğumu, sessice,
Adımlarımın sesini duyarım, “Vazgeçme, hâlâ bir bahar var.”
Ve ben, her sabahta bulurum, bir umudun ince çizgisini.

Kayıp bir anahtar, cebimde unuttuğum bir sabahın sırrı,
Her çentik bir anı, her anıda bir buruk gülüş.
Gün ışığı süzülür, bir perdenin yırtığından usulca,
Göğsümde bir dalga, vurur kalbin en kuytu gerçeğine.
Dokunurum aynaya, parmaklarımda bir anının tortusu,
Küller arasında saklı, bir baharın solmaz kokusu.
Sabah fısıldar, “Her yeni gün bir özür, bir başlangıç,”
Ve ben, gözlerimde bir filizle kucaklarım günü

Bir zincir, rüzgârda sallanır, her halkası eski bir anı,
Birinde bir gülüş, birinde bir özlemin buruk yankısı.
Sokak lambaları susar, gölgeleri iner usulca,
İçimde bir kıvılcım, titreyen ışığıyla direnir geceye.
Adımlarım taşlara anlatır, ne çok yandığımı sessizce,
Her çatlakta bir filiz, her filizde bir umut saklı.
Sabah, bir örtü gibi sarar kalbinin eski yaralarını,
Ve ben, her sabahta yeniden toplarım kendimi, bir dize gibi.

Bir kâğıt, solmuş, köşesinde bir sevdanın yarım hecesi,
Her satırda bir yemin, her yeminde bir eski gerçek.
Gün ışığı fısıldar, “Unutma, hâlâ bir bahar var içinde,”
Ve ben, dalgaların göğsünde taşırım özlemin izini.
Siz de dokunun sabahın serinliğine, hissedin nefesini,
Her bir damla saklar, bir kalbin buruk gerçeğini.
Kayıp bir saat, kadranında donmuş bir sabah,
Her tik tak bir yara, her yara bir sevdanın yankısı.

Bir şal, yırtık, rüzgârda usulca sallanır gölgesi,
Her yırtıkta bir hatıra, bir özlemin öyküsü.
Sabah öğretir bana, her yeni gün bir yeniden doğuş,
Küller arasında filizlenir kalbin umudu
Siz de gidin, o sabahın eşiğine sığının bir an,
Hissedin, nasıl hafif gelir bir özlemin buruk tortusu.
Nehirler çağlar, bir baharın asi dalgasıyla,
Sabahın fısıltısında toplarım, umudun nakışını.

Sabahla konuşurum, gözlerimde bir destan,
Her yeni gün bir umut, her umut bir filiz, bir bahar.
Küllerden doğarım, rüzgarın inatçı nefesiyle
Bir martının kanadında taşırım, kalbin solmaz gerçeğini.
Dokunun siz de sabaha, hissedin kalbin ince çizgisini,
Her ışık saklar, bir sevdanın asi hecesini.

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 21.6.2025 13:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!