Yeniden doğmak
Ey sevgili, seni düşünürken bir huşu indi tepeden, elim ayağım kesildi yaşamdan.
Güçlü bir el beni derinlere çekiyordu,
''dur'' diyemiyordum.
İçim geçmiş olduğum yerde; kapı çalıyordu, uykuyla uyanıklık arası duyuyordum.
Açınca, biranda kokun odaya doluyordu.
..
Ben sana baktım kadın, herşeyimi seninle andım. Hiç kimse bilmemeliydi kadın. Siluetine bakarken, eşsiz bir manzaraya bakarmış gibi zevk aldığım anlaşılmamalıydı. Belki bir rüya, belki koskocaman bir riyaydı. Bunu sana siyasi bir şarkı eşliğinde yazdım. Çünkü; aramızda yaşanılası herşey dik âlâ bir siyasetti, aslında beni bu siyaset mehvetti. Kısaca, aklından geçenle yaptıklarının bir olmaması gibi bir şeydi işte. Bir ateş yaktım seni düşünürken sigarama diye, sen o ateşle içimi yaktın. Ben sana doyamam, kıyamam kadın. Beni içinde hissettiğin an, teninden birkaç damla ter olup akarım da, döndürmem yolundan seni, güneşsiz bırakamam solduramam bile bile. Ben sana baktım kadın; bütün hayaller aciz kaldı adının yanında, bütün sevgi nağmeleri nakış olup dizildi ayaklarına. Ben vazgeçmek istedim, kuruntularım esir aldı tüm herşey gibi. Ben sana kıyamam doyamam kadın... Sen var git yoluna, ben kendimi hiç olmamış saydım.
..
Yüreğimde nabızken adın, rüyalarım seninle dolu, dilim adına müptelayken tatlı bir rüya gibi aniden ve zamansız gidiveriyorsun. Henüz tadı damağımda, bitmesini istemediğim en gözde düşüm,ne yazık ki, şafağı bile beklemeden gidiyorsun.Daha şafak olacaktı.Gündüz gibi gönlümü aydınlatan yüzün, pırıl pırıl gözlerin gözlerimle buluşamadan,sabahın Işıklarını bile beklemeden nereye gidiyorsun?
Madem gidiyorsun kalbim unutsun seni,ne gülen gözlerin kalsın gözlerimde ne yaktığın yürek ateşi.
Git! Bir taşın sessizliğiyle izleyeceğim gidişini.Sen uzaklaştıkça sadece izleyeceğim, sessiz, vakur ve kaskatı.Sonra yüreğimdeki ateş verirken son nefesini, bir mezar taşı hüznüyle ağlayacağım ardından.İçi için durmamacasına ağlayacak, ağlayacağım.Gözyaşlarım akacak içime,kalan közler de bu yaşlarla sönecek,tükenecek.Kimseler görmeden içimde kasırgalar kopacak.Donduracak bedenimden önce ruhumu keskin ve soğuk hasret rüzgarları.Sonra buz tutacak yüreğim.Ruhum da titreyecek ayazında. Ateşten buza dönen ruhum,bir taşa dönerken kalbim, bu keskin ayazlarla çatlayacak orta yerinden.O çatlaktan akacak yeniden gözyaşlarım, bendini yıkan selin çılgınlığında ve taşacak göz pınarlarımda bir volkan sıcaklığında. Buz tutmuş yürekten taşan bu lavlar, son çırpınışların kar yangını acımazsızlığında……
..
Gerçek sandığım bir rüya gördüm ben
Rüyanın içinde ki sen
Amansızca kapılarak rüyaya
Senin için geçmişim kendimden
Koskocaman bir sahne yaratmışım
Başrolunde ki sen
..
Bundan tam 10 ay önce başladık bu rüyaya
Ve bu rüya bambaşka bir Atilla getirdi dünyaya..
..
Dalmıştım intihar vari sonsuz derinliklere ve birden karşıma çıktın tüm parlaklığın tüm gösterişinle, inanamadım ilk önceleri ama o kadar muhteşemdin ki kendimi görüyordum ışıltından ve sana kendi duygularımı gösterdim tüm çıplaklığı ile ilk defa birisine bu kadar güvendim ve ilk defa birisinin bana sonuna kadar güvenmesini istedim., olduda nasıl oldu ise rüya gibi idi hayal gibi hiç anlatmadığım masal gibi idi ve sen o kadar derinlerde idin ki...
kimse dokunamamıştı sana kimse anlayamamış kimse bilememişti yerinei ve bazen bir dalga alıp götürmüştü seni bazen bir girdap ama her dalgada her girdapta dahada büyümüştün belli, paha biçilemezdin ve hala da öylesin... vurgun yemek de vardı ucunda belki ama korkak değildim olmamalıydım daldım ve ulaştım bir kum tanesinden oluşan kocaman incime....
..
Aşk dolu sözleri bir bir okudum
Gerçekti hep rüya sandığın şeyler
Çılgına çevirdi sunduğun meyler
Öperken teninde hazlar dokudum
Ben de gördüm aynı anda rüyayı
Hasretle sarıldık yere savrulduk
..
Birer rüya gibi değil mi yaşanılmışlar.
Birer rüya değil mi yaşanılmamışlar.
Ben çözemedim, Sen anlayabildin mi gerçeği...
Rüyalar mı gerçek, gerçekler mi birer rüya..
Dünya döner anlarım, ya bizim dönmelerimiz...
Kırılan yürekler, tutulmayan yeminler,
Acımasız değil hayat, ama parçaları olan bizler
..
Hayat ‘aldanış’larındır aslında..
Ya hormonaldir hissettiklerin ya da rüya..
..
Yaşadığım aşk varla yok arası somutken duygular soyut cevaplarla karşılaştı. Beynim kalbimin oyunlarına yenildi.
Oysa ne kadarda güvenmiştim aklıma yanlışa düşmez beni üzmez sanmıştım. İki göze, bir gülüşe aldandım Hayalleri gerçek, gerçekleri rüya sandım.
..
Say ki rüya gördük, gönül rüya hep
O bakış o gözler gerçek değilmiş
Düşünme arama başka bir sebep
O yemin o sözler gerçek değilmiş
Uyanınca biter bilirsin rüya
Acı gerçeklerle döner hep dünya
..
Senide yaratan benide yarattı
Zalim sevgilim
Girdin kalbime mahvettin beni
Dilerim Allah'tan mahveder seni
Ümit verdin bana kurdum ben hayal
Hayal deryasından uyandım artık
Baktımki sevgilim herşey bir rüya
..
Ard arda aynı rüyaları görüyorum şu sıralarda.
Birinci görüşümde hayırdır inşallah dedim…
İkinci görüşümde canım sıkıldı ama ne yapabilirdim?
Bu gece üçüncü defa gördüm aynı rüyayı… Rüya yorumlamayı bilmem, onun için bir yorumcu çıkabilir diye yazmak geldi aklıma, belki erken uyarının faydası olur bana…
Bütün basın susmuş, bir çirkinlik, bir tehlike vardır her suskunluğun ardında… Onun için
ben de çektim yorganı başıma… Yorgan zırhlı araçlar kadar güvenilir görülüyor rüyalarda…
..
Göz kapakları süzülür usulca
ve
bazen hiç unutamadığın bir RÜYA ya dalar
ve geçer zaman!
açılır yine usulca,
bakarsın etrafına,
Kaybolmuştur/ RÜYA yaaaaa.....
..
Bir rüya tadında hayat,?
?Uyanamamış miskinler gibiyim.?
?Rüya çok kısa olur onu da bilirim,?
?Bir bilinen sona ben de giderim.?
?Hayat kısa?
..
Hayat denildiğinde içimi uçsuz bucaksız bi korku sarardı.Anlamsız ve korku dolu bi anlam taşırdı bende hayat.Bunu size niçin sölediğimi hala anlamış ve çözmüş değilim.Hayat yani yaşam çok mu zordu bilmiyorum.Ama ile başlayan tüm kelimelerin ve keşke ile başlayan cümlelerin hayatımda bir çok kez yeri olmuştu.Bunu biliyordum keşkeler insanı hayattan alıp en uca götürüyordu.Gözümü açtığımda hastanede acil servisinde bulmuştum.Başımda bi doktor ve teyzemin kızı yani kuzenim vardı.Nasıl olduda ben oraya geldim ve ne oldu da beni oraya götürdüklerin hiç bir haberim yoktu.Anlam veremiyordum.
Kendimi bitmiş tükenmiş ve çok yorgun hissediyordum.Nerdeyse ölceğimi düşünüyordum.Başkalarına görünmeyen duyulmayan sesler ve görüntüler gözümün önüne ve kulağıma gelip gidiyorlardı.Bana ne olduğunu doktor bile anlamamıştı.Beni hastaneye yatırmak istediğini sölemişti.Manisa ruh ve sinir hastalıkları kliniğine.Ama bunun için ailemin izni olması gerekiyordu.Doktordan doktora koşuyorduk hastahane içersinde.Ne olduğunu hala anlamış değildim.doktorlar tanı koyma peşindeyken ben yorgun ve bitkin bedenimi yürütmeye ve ayakta kalmasını sağlamaya çalışıyordum bitik gücümle.Gözlerimin çöktüğünü her adımda hissediyordum.Ve bitik vücudum hastanedeki herkesin dikkatini çekiyordu.İlginç bakışlara ve şaşkınlık dolu bakışlara maruz kalıyordum.En sonunda bi doktor tanıyı koymuştu.Ve evde bakılmama müsade etmişti.Aslında hastanede bakılsamda ben onu ayırt edemezdim.Dolaşırken ölece çaresizce içim bi yatak bi yastım istiyordu.Dinlenmek için.Sanki hiç ara vermeden bi işte çalışmış kadar vücudumun direncini kaybediyordum git gide.Evde bakılma kararım netleşirken ben hala ölmüş olan eniştemi soruyordum anlamsızca.Çünkü eniştem ölmüştü.Herkes bunu garipsiyor ve korkuyordu.Düşünsenize bi insan ölmüş birini geldimi diye niçin sorar.Ben onu gördüğümü konuştuğumu sölemeye çalışırken insanlar yani ailem korkuyordu benden bana bişey olduğundan.
Ben kendimde değildim kendimi adeta kaybetmiştim.Aramaya bile gücüm yoktu.Çünkü benliğim içimde kaybolmuştu en derinliklerine gitmişti içimin.Onu bulmak çok zordu benim için o anda.En sonunda karar alınmıştı ve hastaneden çıkıp eczaneye doğru yola koyulmuştuk evde bakılcak şartıyla.İlaçları temin ettikten sonra eczaneden teyzemin evine doğru arabayla yola koyulmuştuk.Bütün herkes yani ailem sülalem perişandı.Bu çocuğa ne oldu bakışları sergiliyordu.Bende anlamsız anlamsız onlara bakıp konuşmalarını anlamaya çalışıyordum.Ama bi türlü başaramıyordum.Bütün yakınlarım benim için seferber olmuştu.Ben ise hala korkuyordum dünyanın sonu yaklaştığını düşünüyordum yani ölümün.Ve bu korkuyla hareket ediyordu vücudum.Gözlerimi açıp kapam bile buna dahildi.Hatta yürüyüşüm.Konuşurken olduğu gibi yürüyüşümde de saçmalıyordum anlamsızca.Bana ne olduğunu hala anlamış değildim ve çevremde anlamış değildi.Tek hatırladığım şey regaip kandilinde dua okumamdı.Ve yardandan geleceğe dair rüyamda göstermesiydi dileğim.O gün gerçekten dua okuduktan sonra rüya görmüştüm gelecekle ilgili yani yaşıcaklarımla ilgili.Bir kaçını sölemek gerekirse rüyalarımdan ölmüş eniştemin arabasını satmamda bulunmam bi kuzenim hamile iken kız çocuğunun olduğunu görmem idi.Bunları yakınlarıma söledğimde beni anlamıyorlardı ki bende anlayış beklemiyordum onlardan.Çünkü yaşadıklarım ve gördüğüm rüya bana aitti.Ama bunu tek başıma kaldıramıyordum ben.Söylediğimde anlatmaya çalıştığımda dünya ile bağlantılarım kopuyordu birer birer.Sanki ölüme yaklaıyordum.Ki ölüm diye bi gerçek varken ortada ben ölümden ilk defa bu kadar korkar olmuştum.Ne yapçağımı bilmiyordum.Teyzeme gittiğimde bi yatak serilmişti bana özel.Ve ben uyuyamıyor iken hastanede yapılan iğne etkisi ile bir buçuk gün uyumuşum resmen.Ve ben bunu hatırlamıyordum uyandığımda.Acaba ben yaşıcakmıydım iyileşçekmydim yoksa ölücekmiydim.
Bu üç şey beni düşündürüyordu ve acı ama gerçek ayrıldığım kız arkadaşımda düşündürüyordu.Bir ay kadar teyzemde kalmıştım.Tedavi görüyordum psikiyatrise gidiyordum ve yardımcı destek olması içinde hocalara gidiyordu ailem benim düzelmem için.Çok kötü zamanlar geçirmiştim.Hayata o kadar bağlı bi insan olarak neydi beni böle alt üst eden şey hala anlamamıştım.Anlam da veremiyordum.Ama annem çok üzülüyordu.Onu öle üzgün görmek acımı ve içimde ki yorgun bitmişliği iki katına çıkartıyordu.Anneme de hak veriyordum.Sonuçta hangi anne çocuğunu öle o durumda görmek isterdiki.Benim annem öle o durumda beni görmüş ve çok üzülmüştü.O da benim gibi tükenmişti.Ben resmen en dibe inmiştim yaşantımda.Ölümle yaşam arasında gidip geliyordum sürekli olarak.Bu yaşadığım çaresizlik ve tükenmişlik hayata bakış açımı değiştirmişti benim için.Ki ben hiç bir zaman yıkıcı olmamaya çalışıyordum yapıcılık dururken.Beni ve kişiliğimi anlamak çözmek zor bişey değildi ama hayata bakış açımı anlamak zordu.Ve şimdi çok iyiyim ama hala içimde bi korku var o korkuda ölüm korkusu ve yakınım olanları kaybetme korkusu.
Sonuçta ben hayata tek bi pencereden bakmıyrdum.Yıkıcı kişiliğim yerine yapıcı ve olgun bi kişilik sergiliyordum devamlı olarak.Bu da benim öz ve has kişiliğimdi.Ben bunu başkası için yapmıyordum sadece içimden geldiği için yapıyordum.
..
Artık rüya görmüyorum
Yeşil siyah ve beyaz
İpekten bir kisveye bürünmüş
eliften bir kızın silueti
çekik gözleriyle süzüyor toprağı
ve ben gözyaşlarıyla beslenen
bir gözeden kana kana içiyorum
..
Bir sabah uyansam
Ve sen yanımda olsan.
Ya da hiç olmamış olsan,
Sadece bir rüya,
Güzel bir rüya.
Uyandığımda unutmuş olsam.
Bir bardak su
..
Hayal ettim uyumadan,
Seni okul bahçesinde.
Seninle kendimi de.
Hayal ettim gözlerini,
Senin mavi denizinde.
Seninle benimkileri de.
..