çocukluğumun damlarına çakılıydı pegasus
şeksiz çıka geldi gaz tenekesinden
acelesi vardı bindim rüzgarın saçlarına
ak kanatlarıyla şaha kalktı küheylan
sisli bir zaman tünelinden dört nala
uçarak geçtim baharımın başına
silindi acılarım döndüm dokuz yaşıma
ve bir april sabahı rüyalar denizinden
uyandım kuşların türküleriyle
anneme sarıldım ocak başında
mezere evimizin dinginliğinde
seher yellerinin henüz ayılmadığı
horoz vakti o muhteşem saatte
ne hoş zifinler sarhoş
yalınayak çıktım çingen düzüne
kırtil kırtil topuk çiğnedim
doldurdum duduyaları ciğerlerime
yaşadım çocukluğumun belgeselini
boğalar böğürdü kıranoba'da
kemençe çalındı istavroma’da
alaca doğan süzüldü gökyüzünde
kırçıl tavşan kaçıp girdi çimene
göğ atmaca çarptı kendini kaşa!
cin sofralarına değmesin diye
kuş yuvalarını bozmasın diye/
besmeleyle
tombul tombul taşlar kaldırıp
yuvarladım uzak iklimlere
özlemlerimi
Kayıt Tarihi : 24.12.2012 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!