Sisli bir geceydi dedektif,
Kan sinsi bir yılan gibi köklere süzülüyordu,
Otopsi masasına yatırılmış bir bedendi benimki;
Yüreğim kötü vurulmuştu.
Ajanslara düşmemişti daha haber
Acı değirmeninde öğütüldü,
Annenin kanser yüzü küçüğüm.
Küçüktün anlamadın,
Düze çıktı hüzün.
Bir pir üflemesiydi deva,
Kimseden bilinmemeli bu ayrılışın hüznü,
Gidişlerin taraftar baskısı,
Gözlerinin yeşilinde kısa paslaşmalar,
Daha ayağa kalkmadı kalbinin kale arkası.
Ruhum sonraki maçlara bakmalar yorgunu,
Tatmin etmiyor deplasmanda alınan puanlar,
Koşun martılar koşun,
Yeni bir deniz yarattık size,
Şehir çöplüğünde,
O kadar leziz ki atıklarımız,
O tertemiz denizi ve kımıl balığı unutmalısınız.
Gönlümün çatırığında inecek var muavin.
Kâtip arzu halimi şöyle yazsın;
Benim geleceğim ne olur hep çocuk kalsın.
Hükmü verilmesin elma şekerinin.
İdam edilmesin kukalı saklambaç.
Ne olur muavin,
Uyanacaksınız birazdan, o klima serinliğindeki
uykunuzdan,
Üzerinizde bir önceki çılgın gecenin ağır yükü,
Gireceksiniz açık büfe kuyruğuna her şey dâhil otelin,
Çocuğunuz “yemem” diye tutturacak içi sosisli krepleri,
Hoşgörülü muzip bir kızgınlık saracak bedeninizi.
Siz bilemediniz,
Aklımı yıkadım denizlerde,
Kurutulmuş gül gibi ufalandım,
O çocukları düşününce
Karıştım sahillere.
Senin kavminden çıktı haberci usta,
Kutlu sözcüklerle yazacak kaderini,
Ruhuna gizli misket giyinmiş çocuklar,
Onlar anımsatacak gece süvarilerini,
Kılıçlarından sızan kıvançların olacak.
Aşk önlemleri aldım,
Yalnızlık dedektörü ile,
Taradım odamın her köşesini.
Nerede kalmışsa kırıntısı yalnızlığın,
Sıfırladım geleceksin diye.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!