—Sana ırak, sana el kentlere göç başlatıyor fikrim.
Bu gidişim terk-i diyar diyor bir yanım,
Bir adım ötene geçemiyor
Zemherinde titreyen adımlarım…
Gidemeyişimin adına aşk mı diyorsun?
Geceler düşman, geceler felaketim
Doğan günle soğuyan yaralarım sızlıyor karanlığın en keskin anında.
Gözlerimde biriken ıslak sancılar
Gururumun duvarlarında kuruyup içerime sızarken
Dışım kuru gülüşlerle sakınıyor her bir zerresini senli kahırlardan.
Sitemler ekiyorum fikrimde dolaşıp duran çehrene
Emeklemeden koşmaya heves biriktiren
Çocuk adımlarımdan dizlerime kalan
Yara izlerine gülümsüyor
Dudağımın kuytusundaki cılız tebessümlerim.
Dün, tamda kabuk bağladı derken,
Çatlak dudaklarımın kıyısında gölgeli bir tebessüm,
Dokunsan ağlar.
Soğuk avuçlarımda belli belirsiz bir titreyiş,
Uzansan kanar.
Eskimiş çocukluğumun raflarında toza bulandı
En çok körebeyi sevmişiz, körü körüne sevmişiz..
Acılınca gözlerimizdeki bağ, en dibine vurup gerçeklerin
Çöküntülerimizle saklambaç oynamışız..
Büyümekse kabullenip gitmek, büyüdük!
Çocukluğum, gençliğim, inanışım hangi yağmur ıslattı gülüşlerini?
Mevsimsiz üşümelere teslim oluyor tenimdeki sıcak
Üşüyor geçmiş, gelecek tüm yazlarım.
Yorgunluğum bir köşede soluk almayı dilerken
Ben beni sorguluyor hâkimsiz, tanıksız
Suçsuz mahallerde.
Etme yar!
Gururdu, kelamlarıma tüm ‘’git’’leri ünlem yapan.
Git diyen dilimin zehrini katıp damarlarına
Varlığıma olan sevdanı, cansız koma yokluğumda…
Etme yar!
Yağmur duasına çıkanlar neden şemsiye taşırlar yanında bileniniz var mı?
Hangi şemsiye kurtarır ayakları ıslanmaktan, bırakın ıslansın ruhunuz arınsın tüm kuraklıklarından.
Açın sargılı yaralarınızı rüzgâr soğutur insan elinin yakıp yaraya çevirdiklerini.
Kar etmiyor değil mi gözlerinizde kalıplaşan kaybetmişliği tüketemiyor verilen reçeteler.
Hiçbir doğa olayı yüreğinizdeki doğal afetlerin enkazlarını silip süpüremiyor…
Antidepresanlarında uyuşturamadığı kederlerin sahibesi beynim
Ne çok soru işaretiyle dolu, çözdüm sandığım bütün sorulardan sınıfta kalışım
Beceriksiz bir öğrenci oluşumun ispatı.
Doğru sanıp işaretlediğim cevap anahtarlarım bir tek kapıyı bile açamadı önüme.
İtiraf ediyorum doğru süsü verilmiş tüm yanlışlara kandı, kanadı içerim.
Seni anlı yorumların boş vermişliğini, seni sevi yorumların sahteliğini, uzanan ellerin kirliliğini
Bir yıldız daha kaydı göğümden.
Avuçlarım sıkıca tuttuğum boşluklar
Yumruk olup vururken yüzüme,
Biraz daha yalnızlığa bulandı gece.
Yitikliğinden muzdarip,
Puslu bir mavi serildi zifir seyirlerime.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!