Hâr u hâşak-ı der-i yâri getürdükce sabâ
Kabrüm üstinde bulur serv ü semen neşv ü nemâ
Hâyil olsa hüsnüne zülfün tolar ‘anber cihân
Tâb-ı hûrşîd olmasa olur beli sünbül hevâ
Kuşca cânum sîne-i kabrine cevr âzâd kıl
..
Zülf-i siyehi gerden-i billûra sarılmış
Bir perdedür ol âyine-i nûra sarılmış
Mir’ât-i bünâgûşı kenâr-i hat-i nevde
San subh-i hafâdur şeb-i deycûra sarılmış
Gam merhemi kim rîze-i elmâs ile meshûk
..
ne söylersen söyle bu aşk ikimizindi
ikimizindi bir zamanlar aynı gökyüzü
bir samanın tutuşması gibi olan şey
biraz erzurumdu biraz rize biraz mardin
geniş, dingin, sürekli bir yurt gibi
ne söylersen söyle rüzgardır duyan
..
sevemem, süngerci vurgun yer güneyde, deniz
üstüne kapanır
gözlerimden köpek balıkları geçer, dudağım uçuklar
ahtapotlar yapışır sözcüklerime, dilim tarazlanır
ağzım kurur, sıcak poyrazla boğulur deniz kızları
antalya da sıkar, yaz akşamları faytonlarını çalar kaçarım
..
Coşar koç yiğitler coşar
Taştan taşa ceylan koşar
Bu diyarda aslan yaşar
Oh oh oh oh taze güller
Ne güzeldir bizim eller
Eser ince serin yeller
..
Ankara’yı bir geçsem
Karaşın gurbetime doğru
Geçtiydim
Erzurum’du
25 yaşımdı esen
Kıştı kinini kustu
..
bu yürek, kahpe yürek, yetim yürek, yoksul yürek
hani şu uzun havalarda, bozlaklarda, mayalarda
iflah olmaz türkülerde tüten
hani şu insanı kahreden canım
kurşun misali delip geçen
kurşun misali çöken
..
Dil oldı güm-sürâg-i deştgâh-i ‘aşk ü hayrânî
Ki gerd-i hâtır-i ‘uşşâkdur rîg-i beyâbânî
Gönül bâr-efgen-i gafletdür ol vâdîde kim anda
İder bîdâr savt-i pây-i mûrân çeşm-i düzdânı
Derâ-yi kârvânı savt-i Mansûr-i ene’l-Hak-gû
..
yoluma düştün
kan kırmızısı karanfil
işte bu yüzden
incecik parmaklarının ucunda
türküler
biçiyor alnımı ortasından
..
Müjdeler âfâka kim lutf-i Hudâ-yi lâ-yenâm
Virdi ser-tâ-ser cihâna inbisât-i şevk-i tâm
Rûşenâyî-bahş olup zulmet-nişînân-i gama
‘Arz-i mihr itmekde her gün çerh ber-vefk-i merâm
Kalmayup âyîne-i dilde küdûretden eser
..
Kadrini bilen görse hilâl-i ramazânı
Mihrâb idinür secde-i şükr itmege anı
Ahsente zihî mâh-i mübârek ki tulû’ı
Pür-behcet ü şevk itdi dil-i tâ’atiyânı
Cerm oldı fetîl-i siyeh-i şu’le-i gufrân
..
Bâreka'llâh zihî ‘âtıfet-i settârî
Gamun oldı mütevârî-i ‘adem âsârı
Kalmadı âyîne-i dilde küdûretden eser
Oldı saykal-zede-i dest-i safâ jengârı
Bâg-i dehrün bu meserretle degül müsteb’ad
..
İstanbul - Ankara - Kayseri
Adana - Antep - Mardin
Bursa - İzmir - Bodrum
üç yıldır gider gelirim
302 Mercedesin arka koltuğunda
ne yattığım yer belli
ne içtiğim su
..
Hindistan'da sığırlar sokaklarda dolaşır. Kutsal oldukları için kimse onlara dokunmaz. Türkiye'de de insanlar kural bilmeden, düzen tanımadan sokaklarda dolaşır. Biz de onlara kimse dokunmaz. Bizim ülkemizde de insanlar kutsaldır. Şehirlerimiz solunum yetmezliği çeken hastalar gibi. Nefes aldırmazlar insanlara. Şehirler, şehirlerimiz ne açık hava müzesidir ne de açık hava tiyatrosu. Kuralsızlığın sahnelendiği merdiven altı bir atölyedir şehirlerimiz. Rize, Zincirlikuyu mezarlığından bile daha yaşanabilir bir yer değildir ve buradan Rize belediye başkanına sesleniyorum: Rize, Zincirlikuyu mezarlığından en azından daha yaşanabilir bir yer olsun. Çam ağaçlarıyla dolu, toprakla barışık, çiçekle bezenmiş, herkesin boyunun ölçünü bildiği bir yer olsun. Rize ne beton yığını ne araba mezarlığı ne de insanların yemek sonrası genirip durduğu bir yer olsun. Dağlarıyla, dereleriyle, deniziyle küsmüş, kuzuları sadece midesinde gören bir halkla bütünleşmiş bir şehirdir Rize. Binalarının içinin koktuğu, insanlarının etle, kumaşla, parayla yıkandığı ve her gün yüreğim temiz diyen insanlarının yaygaraya verdiği bir şehirdir Rize. Bu şehir akbabalara yeterince tat vermedi mi sizce? Ne zaman bu şehirden insanlar tat alacak sorarım size? Sokaklarının labirenti andırdığı bu şehirde, aydınlığa açılan bir kapı yoktur. Tüm kapılar tüpçüye, sütçüye, lahmancuncuya açılır bu şehirde. Rize, Fransız balkonlarından lümpenliğin bir tanga misali sarktığı şehirdir. Rize, donsuzluktan tangaya geçmiş ve bu sayede çağdaşlaşmış bir şehirdir. Rize, yüzyıl sonra umut vadeden bir şehirdir. Köylüler en azından evinin yanında bir bahçe yapar. Bizim şehirliler köylüleri beğenmez ama; evinin yanındaki çöp kutusuyla yaşar. Bu yüzden şehirlimiz çöp gibi ince olmak ister. Şehirlimizin bildiği en güzel doğal manzara çöp dağlarıdır. O da bu yüzden çöp gibi incelmek ister; güzelleşmek ister. Bu ülkenin en medeni canlıları ayılardır. Bal yer, armut yer, balık yer. Şehirliğimiz gibi hak yemez... Çöp gibi de incelmeye çalışmaz. Bir pislik olmaya çalışmaz ya da bir domuz jambonu gibi olmaz. Rize, bir köy mezarlığı kadar güzel olsun, bu şehir adam oldu diyeceğim. En azından hortlamış gibi kimse barındırmaz. Bu bile yeter.
..
Kendine has çok güzel, sessiz sakin ve aziz,
Yeşil maviye komşu, muhteşem şehir Rize!
Manzaran eşsiz senin, yemeklerin çok leziz…
Yeşil maviye komşu, muhteşem şehir Rize!
Gökyüzüne yakınsın, kartallar sana konar,
Heybetli görkeminle, yıldızlar sende yanar.
..
Ru-yi derya rizan olmuş rivayete
Rize rize nasir etmiş eşk-i sürurlarını
Lemsettikçe aşkın şûlelerine
Dûzah gibi görmüş bakanlar sularını
..
Gönül göklerinin kuzey yıldızı
Ezelden ebede akarsın Rize! ...
Gurbete düşene yürekte sızı
Hasretin köz olur, yakarsın Rize! ...
Yeşilden maviye uzar gidersin
Bazen mutluluksun, bazen kedersin
..
Ey rize güzel rize
Son kez dönüp bakarım
Sende bır sevdığim var
Kılına zarar gelse
Dönüp seni yakarım..
..
Ovit tepesinde bekleyen yiğit
Şeref sensin şöhret sensin şan sensin
Hemşin adabıyle karılan şehit
Rize sensin aza sensin can sensin
Vatan sensin Bayrak sensin Kan sensin
Serv-i revan servi kamet duruşun
..
Yağmur yağar ince ince..
Gönlüne dolar derince,
Baş, göğe erer serince....
Denizle dağ, işte RİZE
Yağmuru hareket dolu,
Suları bereket dolu,
..