Rıza Çelik Şiirleri - Şair Rıza Çelik

İstanbul'da doğmuş ve halen büyümekte.

Rıza Çelik

Bakıma muhtaç duygularım olacak elbet.
Beni sevmen gerek.
Burun akıntılarım çocuksu bir sileceğin izi olarak kalacak kollarımda.
Seni göğsüme yatıracağım.
Saçlarının sıcaklığında üşüyen ciğerlerim ısınırken
Kaynama noktasına gelen nefesimden

Devamını Oku
Rıza Çelik

Aklımda çılgınca bir plan var.
Plüton'un yalnızlığında bir gezegen sahiplensem kaçar mısın benimle ?
Başka türlü olmayacak gibi.
Bu kalabalığın seni benden daha çok rastlaşarak görmesine tahammül edemiyorum.
Seni tek bir göz odanın genişliğinde raslantılı bir şekilde tüm hallerini görmeliyim.
Bu kalabalığın seni benden daha çok bir cümlenin nesnesel bir yargıda gerçekçi bakmasına tahammül edemiyorum.

Devamını Oku
Rıza Çelik

Benim gülüşlerim kimse kadar güzel olmadı.
Otuz iki dişin otuz ikiside farklı ayrışık doğrularda farklı hayatlara karşı çıktılar.
Bir intihar gibi düştü kimileri. Bir sessizlik çöktü ağzıma.
Konuşamadım.
Matem havasında cümleler kurdum.
Dudak paylarına takılı kalmadan, payıma düşen yeni dişlerime merhaba dedim.

Devamını Oku
Rıza Çelik

Sevgili Eşim Yora'ya

Yora, bu topal bir kör sancının eksik acısını yaşıyorum sensiz.
Varlıklı bir ailenin varlığından belli olmayan çocuğu gibiyim.
Duvarlar gidişinin ayak izlerini kendileri sahiplenmiş ve üstüme üstüme yürüyorlar geceleri.
Gelmeyin diyemiyorum.

Devamını Oku
Rıza Çelik

Yaşamayı öğrenemedik ama
Yaşananları sindirmekte üstümüze yok.

Gelenin yaraları gidişinin en şerefli bıraktıları.
Tende durmayan acılar ruhta hayat sürüyor, bir apartın en üst katında.
Dağınık bir salon.

Devamını Oku
Rıza Çelik

Antika bir bardağı kırmıştı o güzel.
Nostajik bir değerin katiliydi o.
Üstelik öldürmeden önce seviyorum yalanlarıyla suçüstü yapılan bir ayrılığın fedaisiydi karşısındaki fuzuli varlık.
Gitti.
Dokunduğum saçları pamuk ipliğinin kesiği gibi kesiyordu parmak uçlarımı.
Usul usul kan damlıyordu, yere göğe sığdıramadığım kutsal kitaplarımdan.

Devamını Oku
Rıza Çelik

Bilmelisin ki ben o yolu sana tüm değerlerimden vazgeçerek yürüdüm.
Tüm hayallerimi, aklımdan çok yanımda olacağının gerçeğiyle örtüp uyudum.
Sana uyandım, gün aydınlarında.
Saatim akrebine kuma getirirken yelkovanlarında,
Seni geçiyordu düşlerim, hiçbir şeyin seni bana geri getirmeyişinde.
Ve bir bakkal defteri gibi har vurup harman savurarak verdiğim değerler,

Devamını Oku
Rıza Çelik

Ama onun bir kadeh tutuşu vardı,
Dudak payıma -di'li geçmiş zamanlı cümleler düşerdi, gelecek günlerin bugünlerine.

O beyazını çok severdi rakının.
Ben onda olan tüm beyazların tutkulusuydum.

Devamını Oku
Rıza Çelik

Çiçekleri herkes severdi.
Kimse dalında durduğu gibi sevemezdi ama.
Hani gitmem diyenler gidiyor ya,
Ha işte, onlar sevipte koparanlardı çiçeği.

Yoksa sen ölsün ister misin sevdiğin ?

Devamını Oku
Rıza Çelik

Sana varamadığım oldu, yol kenarı su giderlerinde birikmiş çöplüklerden.
Öylesine hızlı, kontrolsüz bir ışık hızında
Kırıldım bardağındaki çaya çarparken.

Yan sıranda oturan üzüm yaprağı.
İp ince serilmiş sabah uykusundan masasına.

Devamını Oku