Mor bulutlar ülkesinde bir kurt uludu
En yalçın kayasından yukarı kaldırıp başını
-Yeleli boynu ne de kalındı pusun içinde-
Buz mavisi ve kalın bir kolye gibi parıldadı yelesi
Hiç üşümemişti buz içindeyken kürkü
Sakindi güçlü adımlarla aheste yürürken kayaya
Davalar –hani- zordu,
Sıcaktı, her yanı kordu,
Heyhat hayat beni yordu,
Gidiyorum, diyemedim....
Yalan taç edildi yazık!
Dalgalı denizlerin sağanağı çocuk,
Gri çizgiler gibi düşmektesin denize…
* * * * *
“Ne güzel yağmurlu bir gün bu! /O renkli kemerden de çıkabilir semada…”
Balıkçılar için iyi olabilir, âşıklar için de
Sadece şairler sevemez bu durumu
Sıradan iki kişiyiz biz,
Yaptıklarımız sıradan...
Herkes ne ise biz de oyuz,
Konuşuruz havadan, sudan...
Zaman gelir, çok katıyız,
Taviz vermeyiz bir an!
Sakin gününde gördün denizi,
Büyük, uysal, ürkütücü ve gizemliydi…
Nasılsa yaklaştın kıyısına,
İyi ki geldin,
Beni uyandırdın,
Yaban gülüm…
Bazen bana da öyle gelirdi,
Seni bulma zamanım, sarı bulutların geldiği gündü…
Kimseler bilmezdi, turnalar söylerdi…
Seni tanımazdım, ama iyi bilirdim…
Sen bana gelmezdin belki ama
İrin diyarında yeri var kirin,
Çağrı var sezilecek, gönül var, üzülecek…
Umudumuz bitti mi? Hayır!
Düzelecek!
Düşüncenin dibi yok, düşünce derin,
Pas tuttu kafamın demir kapısı,
Örümcek ağlarıyla örüldü ufacık pencere…
Gerçek onun ücra köşesinde mahpus,
Zincir sesleriyle sakinleştim dün gece…
…
Sonra eli uzandı düşüncenin titreyerek:
İpekten bir tül gibi kalbime değip
Nefesinin rüzgârı ile uçuşuyor sesin.
Mor dağların pınarıyla sarhoş, koşan ceylan gibisin.
Ve dantel dantel mor bulutlarla örülen bir duvak ile örtülüdür dipsiz gözlerin.
...
Kalpleri dinle, dilsizlerin kalbini!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!